KUR’AN AYETLERİNDEKİ MUHKEM VE MÜTEŞABİH KAVRAMLARI


İnançlarımızın Dayandığı Temeller

Rabbimiz Kur’an’ı Kerim’deki ayetleri muhkem ve müteşâbih olmak üzere iki bölüme ayırmıştır. Her iki kavrama inanmak, dini inancın temelini oluşturur.

Muhkem ve Müteşabih ne demek? 

Muhkem: Anlamı açık olmak

Müteşâbih: Benzer olmak, benzetilmek, tasvir edilmek

Muhkem Ayetler 

Muhkem ayetler, Kitab’ın anasıdır çünkü bu ayetlerde emredilen veya öğüt verilen her ne varsa hayatımıza geçirmek zorundayız. Kıyamet günü bu ayetlerdeki emirleri ve öğütleri yerine getirip getirmediğinizden sorguya çekileceğiz.

  • Allah’ın varlık ve birliğini idrak etmek için yeryüzünde insanlığın hizmetine sunulmuş nesneler ve  canlılar üzerinde düşünüp akıl etmekle ilgili ayetler.
  • İbadetlerin temeli: Namaz, Abdest, Oruç, Zekât, Kurbanla ilgili ayetler.
  • Toplum yapısını korumaya, insanların mutlu ve huzurlu bir hayat sürmesine yönelik ahlakı değerlerle ilgili ayetler.
  • Sosyal dayanışma ve sosyal ilişkilerle ilgili ayetler.
  • Helal ve haramlarla ilgili ayetler.
  • Evlenme, boşanma, mirasla ilgili ayetler.
  • Savaş ve barış hukukuyla ilgili ayetler.
  • Yasaklar ve hukuki sonuçlarıyla ilgili ayetler.
  • İnsanlar tarafından araştırılması için ipuçları verilen, gelecekte tevilinin ortaya çıkması beklenen bilimsel olaylarla ilgili ayetler.

Allah, muhkem ayetleri sıkça okuyup hikmetini düşünmemizi ve ayetlerde bildirilenlere göre yaşantımıza yön vermemizi ister ve kıyamet günü muhkem ayetlerde bize bildirilmiş olan kurallara uyup uymadığımızdan sorguya çekileceğimizi bildirir.

Müteşabih Ayetler: Göremediğimiz Gerçekliklerin Tasvirleri

İnsanın hayatta iken görmesi mümkün olmayan ve gördüğümüz şeylere benzetilerek tasvirlerle bize anlatılan ayetlerdir. Müteşabih ayetler: Allah’ın sıfatları, cennet, cehennem, melekler gibi insanların doğrudan göremediği ancak gelecekte karşılaşacağı ve Allah tarafından insanların ön bilgi sahibi olması için tasvir edilmiş bazı konuları içeren ayetlerdir. Bu ayetlere hiçbir ilave yapmadan, fanteziler eklemeden iman etmiş olmak gerekir. Bu ayetlere inanmaktan başka sorumluluğumuz yoktur.

  • Cennet ve cehennem bazı ayetlerde tasvir edilmiştir. İnsan, cennet ve cehennemi henüz görmemiştir. Gerçek ilim ve iman sahipleri, ayetlerde tasvir edildiği gibi onlara inanır. İlave yorumlar yapmazlar. 
  • Melekler ve cinler, biz insanlar tarafından görülmemiştir.  Gerçek ilim ve iman sahipleri, onların varlığına, Kur’an’ı Kerim’deki tasvir edilmiş haliyle iman ederler ve keyiflerince ilave yorumlar yapmazlar. 
  • Gerçek ilim ve iman sahipleri, kıyametin kopması  konusunda Kur’an’da verilen bilgilerin dışına çıkmazlar. Allah’ın peygamberleriyle dahi paylaşmadığı kıyametin kopma zamanı konusunda tarih tespit etmezler. 
  • Bazı Surelerin başlarında bulunan bazı harfler: Bunlar Arapça alfabedeki harflerin benzerleridir. Bunların tevilinin ancak Allah tarafından bilindiğine ve bu harflerin ne anlama geldiği konusunda insanların tevil yapmasının doğru olmayacağına inanmak.  
  • Kur’an’da geçen kıssalar: Kur’an’ı Kerim’de gelmiş geçmiş kavimler ve peygamberler hakkında bazı kıssalar vardır. Bu kıssaların geçtiği zamanlar, sonradan gelen ümmetlerin bizzat görmediği ve içinde yaşamadığı zamanlardır. Bunlara Kur’an’ı Kerim’deki anlatımların dışında ilaveler yapmak dini açıdan gereksizliğine ve iftira olacağına inanmak.
  • Allah’a dair sıfatlar: Allah’ı görmediği halde Kur’an’ı Kerim’de zikredilen sıfatlarından dolayı Allah’ı insana ve başka bir varlığa benzeterek tevil etmek.

Konuyla İlgili Ayet Meali Aşağıda Verilmiştir:

3: ALİ-İMRAN / 7. Sana bu Kitap’ı O indirdi. Ayetlerinden bir kısmı (muhkem) açıktır. Bu ayetler Kitap’ın anasıdır. Diğer bir kısmı ise (müteşâbih) tasvir edilen ayetlerdir. Kalplerinde hastalık taşıyan kimseler, kendi keyiflerince tevil edip fitne çıkarmak için Kur’an’dan, müteşabih (benzetilmiş) olan ayetlerin peşine düşerler. Halbuki onların tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde ilerleyenler: “Biz, Rabbimizden gelene inanıyoruz.” derler. İlimde üstün olanlardan başkası, düşünüp öğüt almaz.

Ali-İmran Suresi 7. ayette doğrudan gözlemlenemeyen konuların tasvir edilmiş şekillerine, insan yorumu ilave etmeden, katıksız inanmanın, dinin temel ilkelerinden biri olduğu vurgulanmaktadır. Kur’an’ın anlamını anlamada muhkem ve müteşabih ayetlerin rollerini ayırmak ve ayetleri ona göre tefsir etmek gerekir. 

Tasvirlerin, Haram Olan İnkârları ve İlave Tasvirler Konusu

Allah’ın Kur’an’ı Kerim’de tasvir etmiş olduğu konuları, bir insanın tutup da inkâr etmesi nasıl haramsa, onlara kendi reyiyle ilave yapması da aynı şekilde haramdır. Bunu ancak kalplerinde hastalık taşıyan kimseler, müteşabih ayetlere kendi hevaları gereğince ilave teviller yaparlar. Böylece, Allah’ın insanlara bir ön bilgi vermek için indirdiği ayetleri, hiçbir dini gerçekliği olmayan, hayali ve gereksiz teferruatlara boğarlar.

Bir insanın, bilmediği, görmediği ve beş duyusuyla idrak etmesi mümkün olmayan konularda, Kur’an’ı Kerim’de bildirilenlerin dışına çıkarak, ilave tasvirler yapması haramdır ve Allah’ın indinde kişinin imanını kirleten bir davranıştır.

İlave tasvirler yapmanın dine hiç bir katkısı bulunmaz. Böyle bir tutum, ancak ve ancak dini  teferruatlara boğar. Kur’an’ı Kerim’in anlaşılmasını zora sokar. İnsanların zihinlerini yorup bulandırır. Allah’ın emirlerinin yerine getirilmesini zorlaştırır. İnsanların dinden uzaklaşmasına ön ayak olur.

Kitap’ta bize bildirilen kadarıyla yetinmemiz, gözümüzle görmediğimiz şeylere ilave tasvirler yapmaktan kaçınmamız, gerekir.

Müteşabih ayetleri yorumlamanın dine hiç bir katkısı yoktur. Dine katkısı olan, doğru anlaşılması ve uygulanması gereken muhkem ayetlerdir. 

İndirilen Muhkem ayetler hem çok açık hem de iyice anlaşılması için farklı farklı tekrarlarla Allah tarafından açıklanmıştır. Muhkem ayetlerin üzerinde düşünerek hikmetini çözmek ve hayata geçirmek gerekir. Allah’ın emir ve yasaklarına, Allah’ın emrettiği gibi uymak, Allah’ın rızasına en uygun olandır.

Allah’ın ayetlerinde çelişki ve adaletsizlik bulunmaz. Yapılan yorumlarda bir adaletsizlik mevcut gözüküyorsa bu kesinkes insan hatasıdır. Bu durum, ayetlerin yeterince anlaşılamadığını, yapılan yorumlarda bazı önemli eksiklikler bulunduğunu gösterir. Hak ve adaletin yerini bulması için bu sorunların kesinlikle çözülmesi gerekir.

Sonuç

Kur’an’ın ayetleri, muhkem (açık) ve müteşabih (tasvir edilen) olarak iki kategoriye ayrılır. Bu kavramlara inanmak, dini inancın temelini oluşturur. Muhkem ayetler Kitabın anasıdır. Allah’ın varlığının ve birliğinin görünür delilleriyle düşünülüp idrak edilmesinin ve Allah’ın varlığına ve birliğine iman edilmesinin gerektiğini vurgular. Ayrıca ibadetler, ahlaki değerler, sosyal ilişkiler, evlilik, miras, savaş ve barış hukuku, yasaklar ve hukuku sonuçları gibi konuları net bir şekilde açıklar. Bu ayetlerde emirden veya öğütten her ne varsa hayatımıza geçirmek zorundayız. Kıyamet günü bu ayetlerdeki emirleri ve öğütleri yerine getirip getirmediğinizden sorguya çekileceğiz.

Müteşabih ayetlere gelince onlara inanmaktan başka bir sorumluluğumuz yoktur. Bu ayetler, ilerdeki hayatımızda karşılaşacağımız mükafat ve azap konularında bize bazı bilgiler sunar. Bu ayetlerin tevillerini yapmak günahtır çünkü bu ayetlerin tevilini yapmak sadece Allah’a mahsustur.