EVLAT SAHİBİ OLAMAMANIN ZORLUKLARI VE KUR’AN PERSFEKTİFİ

Günümüzde birçok aile, çeşitli sebeplerle evlat sahibi olamamaktadır. Bu durumlarda, genellikle kadınlar suçlanmakta ve toplum baskısı altında ezilmektedirler. Ancak, sorunun kaynağının sadece kadında olmadığını anlamak önemlidir. Tarih boyunca, bu tür durumlarda genellikle kadınlar suçlanmış, hatta ikinci bir evlilik veya kuma durumuyla karşılaşmışlardır.

Toplumsal Baskılar ve Kadın Hakları

Günümüzde bile, çoğu kadın, evlat sahibi olma baskısı altında kocasını paylaşmaya zorlanmaktadır. Ancak, çocuk sahibi olamamanın sorumluluğu sadece kadına yüklenmemelidir. Birçok erkek, ikinci bir evlilik yapmasına rağmen, çocuk sahibi olamamaktadır.

Kuma durumundaki bir kadının yaşamı, genellikle ilk eşininki kadar ızdıraplıdır. Uyduruk bir nikahla evlendirilen kadın, hukuki olarak korunmasızdır ve toplum içinde zina durumunda değer kaybetmiş bir konuma düşebilir. Allah diyor ki:

42: ŞURA / 49. 50. Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah’a aittir. O dilediğini yaratır, dilediğine kız çocuk, dilediğine de erkek çocuk bahşeder veya dilediğine hem erkek hem de kız çocuk verir. Dilediğini de kısır yapar. Şüphesiz ki O, her şeyi bilir. O’nun her şeye gücü yeter.

Peygamberlerin Çocuk Sahibi Olma Deneyimleri

Kur’an’da, çocuk sahibi olma konusunda Peygamberlerin hayatlarından örnekler bulunmaktadır. Peygamberler, eşleri çocuk doğurmadı diye eşlerine zulmetmemişler ve eşlerinin üzerine evlenmemişlerdir. Çocuk sahibi olmak için sadece dua etmişledir.

Örneğin, Hz. İbrahim’in çocuğu olmadı fakat o, eşinin üzerine evlenmeden yaşlandı. Hz. İbrahim yüz yirmi beş yaşına gelmişti. Eşi Sara da doksan üç yaşına gelmişti, çocukları çok seviyor ve yuvalarında bir çocuk olsun istiyordu. Bundan dolayı Hz. İbrahim’i çok sevdiği cariyesi Hacer’le evlenmeye zorladı. Sözde bir çocukları olacaktı. Hep birlikte onu sevecekler ve çok mutlu olacaklardı ama öyle olmadı. Çocuk olunca Sara çocuğu da kumasını da kıskandı ve çok üzüldü.

Hz. Zekeriya peygamberin de çocuğu olmamıştı. Eşinin üzerine evlenmedi. Allah’a dua ederek yaşlandı. Allah, her iki peygamberi de yaşlı hallerinde baba yaptı ve evlatlarını da birer peygamber yaptı. 

Allah, onların kıssalarını bizlere boşu boşuna anlatmıyor. Bu kıssalardan kendimize ders çıkarmamızı istiyor. Eğer gerçekten iman etmişsek Kur’an’ı Kerim’deki bu kıssalar hakkında, iman etmeyenlerin söylediği gibi: “Bunlar eskilerin masalları.” dememeliyiz. Kıssalardan hisse çıkarmalıyız.

Sonuç olarak, eğer evlilikte zulüm yoksa ve çocuk olmuyor diye eşler birbirine karşı sabırlı ve anlayışlıysa, bu evlilik devam ettirilmelidir. Allah’ın takdirine inanmak ve dua etmek, çocuk sahibi olma konusunda bir umut olabilir.