İslam’ın hak ve özgürlük anlayışı, demokrasiyi gökten yağan bir rahmet gibi görmekte ve herkesin bu rahmetten payını alması gerektiğini vurgulamaktadır. Yer yüzündeki her bir insan başkasına zarar vermeden ve başkasından zarar görmeden yaşayabilmelidir.
İnsanları Tartışmaya ve İdeal Hak ve Özgürlükleri Bulmaya Davet
Allah, insanlara Kur’an’daki hak ve özgürlükleri aşan ideal metinler yazma çağrısında bulunur, ancak bunu gerçekleştiremeyenler için indirdiği yasaları kabul etmelerini ve demokratik bir düzen kurmalarını önerir.
Allah’ın Cebri Baskıya Karşı Tavrı
Kaos ve İsyanın Önlenmesi İçin Allah’ın Stratejisi: Allah insanlar üzerinde cebri bir baskı uygulamaz. İnsanları hak ve özgürlükler konusunda en ideal fikri bulma tartışmasına davet eder. Böylece bir kaos yaşanmaksızın insanların ideal hak ve özgürlüklere kavuşmasını murat eder.
Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması ve Sonuçları
İnsanların hazırladığı metinler değişmeye mahkûmdur çünkü otoritelerin ve ideolojilerin boyunduruğu altında ortaya çıkar. Sonuçta herkesi memnun edemez. İdeal adaleti sağlayamaz. Bu rejimler, baş kaldıranlar olmasın, diye hak ve özgürlükleri sınırlamak zorunda kalır.
Toplumsal Huzursuzluk ve İsyan: Hak ve özgürlüklerin sınırlanması zaman zaman isyanlara neden olur. İnsanlar sokaklara dökülüp devleti ile olmaması gereken bir iç savaş içine girer. Kardeş kardeşe düşman olur. Genelde bu savaşlar yıllarca sürer, acı ve can kayıplarına sebep olur. Bazen de o devletin haritadan silinmesiyle sonuçlanır. Hukuksuzluklar, iç savaşlar devletleri zayıflatır ve bulunduğu rejimlerini çökertir.
İdeal demokrasiyi sağlayamayan rejimlerin akıbeti
Yeryüzünden büyüklü küçüklü birçok devlet gelip geçmiştir. İdeal demokrasiyi sağlayamadıkları için yok olmaya mahkûm olmuşlardır. Irk, cinsiyet, kölelik, özgürlük, dil ve din konusundaki haksızlık içeren radikal davranışlar, en büyük imparatorlukları bile yok etmiştir.
Allah, erkeğin kadına, hürün köleye, beyazın zenciye, zenginin fakire bir üstünlüğü olmadığını vurgulamıştır. İçinizden üstün kimseler ancak takvaca üstün olanlarınızdır, demiştir.
23: MÜMİNÜN / 52. Muhakkak ki sizin hepiniz, tek bir ümmetsiniz. Ben de sizin Rabbinizim. Takva sahibi olun!
Allah: “Sizleri bir erkek bir dişiden yarattım.” diyerek yaşayan tüm halkların dünyayı kapsayan tek bir ağacın dalları olduğunu vurgulamıştır. Biz insanlar bir ağacın dalları olduğumuzu hatırlamalıyız ve birbirimize karşı hiçbir konuda ayrımcılık yapmamalıyız.
İslam’ın Demokratik İlkelerle Uyumlu Yönetim Anlayışı: Allah’ın İdeal Demokrasiye Koyduğu Değiştirilemez Temel Yasaları
Allah en büyük yöneticidir. Yeryüzündeki bütün yöneticiler ona muhtaçtır. O, kimseye muhtaç değildir. İndirdiği ideal demokrasi ile diktatörlerin, hak ve özgürlük barındırmayan ideolojilerin, otoriter ve totaliter rejimlerin önünü tıkamıştır. Değiştirilemez bazı yasalar koymuştur. Değiştirilemez olan bu yasalar ancak ve ancak istismara çok açık konulardadır. Bunlar İslam’ın temeli olan ana yasalardır.
Tali Yasalar ve İnsanların Katılımıyla Oluşturulan Kurallar
İslam’da Kur’an’ın getirdiği ana yasalar dışında tali yasalar da bulunur: Bu yasalar halk şûrasının katılımıyla karara bağlanır. Bunlar: savaş kararları, içki, rüşvet, kumar oynamak vs. gibi konularla ilgili tali yasalardır.
Kur’an’ı Kerim’de bazı suçlar belirtilmiştir fakat her suçun cezası belirtilmemiştir. Örneğin, içkiyi ele alalım: İçki büyük günahtır fakat içki içene belli bir ceza verilmez.
Bunun sebebi içki içen bir kimse, her türlü suçu işleyebilir ama her işlenen suçun cezası aynı değildir. Bundan dolayı içki içene verilecek ceza kanun yapıcılara bırakılmıştır.
Allah’ın Belirlediği Ana İlkeler
Adalet, Eşitlik ve İstişare: Kanun yapıcıların bu cezaları, adalete uygun olarak ve aralarında istişareyle hazırlamaları öğütlenmiştir. Tali yasalar ihtiyaca cevap veremediği takdirde yenilenir.
Rabbimiz, rahmeti gereği Peygamberimize kabalıktan ve kötü kalpli olmaktan uzak durmasını, insanlara karşı iyi davranmasını ve kusurlarını affetmesini öğütlemiştir.
Peygamberimize verilen bu öğütler aynı zamanda bizlere de verilmiş olur çünkü Peygamberler birer rehberdir. Peygambere itaat eden Allah’ın indirdiğine itaat etmiş olur. Allah, Peygamberimize istişareyi emretmiştir çünkü istişarenin olmadığı bir toplumda birlik ve beraberlik bozulur.
A-Lİ İMRAN / 159. Allah’ın rahmeti sebebiyle sen onlara iyi davrandın. Şayet sen kötü kalpli ve kaba davransaydın onlar etrafından dağılıp giderlerdi. Onları affet. Allah’tan onları bağışlanmalarını dile. İşlerini onlarla istişare et. Karar verdiğin zaman Allah’a güven. Muhakkak Allah, Allah’a güvenenleri sever.
Allah adaletten şaşılmamasını emretmiştir. Allah’ın emrettiği adalete uygun ve istişare edilerek hazırlanan tali yasalar, kanun yapıcılar tarafından hazırlanır. Sonra halk oyuna sunulur. Halk tasdiklerse yasalaştırılır.
Şayet tasdiklenmeyecek olursa halk tarafından onaylanabilecek daha ideal bir yasa araştırılır ve istişare edilir. Öncekinden daha adil bir yasa hazırlamaya gayret gösterilir. Sonra tekrar halka baş vurulur. İdeal demokrasi yakalanıncaya kadar bu böyle devam eder. Ta ki adaleti ve eşitliği yakalayıncaya kadar.
42: ŞURA / 37. Çirkin işlerden, büyük günahlardan kaçınan ve öfkelendikleri zaman affedenler.
42: ŞURA / 38. Rablerinin çağrısına icabet eden, namazı kılan, işlerini aralarında istişareyle yapan ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden harcayanlar.
42: ŞURA / 39. Saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunanlar.
42: ŞURA / 40. Kötülüğün cezası onun misli bir kötülüktür fakat kim affeder barışırsa onun mükafatı Allah’ın yanındadır. Muhakkak ki Allah zulmedenleri sevmez.
İslam’ın Çağdaş Anlamı ve Toplumsal Adalet Arayışı
Müminler saldırgan olmazlar ancak ve ancak haksız yere saldırıya uğrarlarsa kendilerini savunmak zorunda kalırlar. Orantısız güç kullanmazlar. Eğer kendilerine yapılan kötülüğün karşılığı ile karşılık verirlerse günaha girmezler. Affederlerse sevaba girerler. Allah dosttur. İdeal demokrasiyi sağlamamız ve barış içinde yaşamamız için bize rehberlik eder.
Kur’an; kişisel, toplumsal, sosyal, siyasal, hukuksal, yönetsel, savaş, barış, ekonomi, miras, borç, ailesel, cinsel ve sağlıkla ilgili ahlak kuralları gibi kuralları adil bir şekilde belirlemiştir.
Allah bizlerin dostu olduğunu ayetlerle bize bildirmektedir ve bu kuralların tümünün bir dost nasihati, rahmeti ve merhameti olduğunu belirtmiştir. Rabbimiz problemsiz mutlu bir hayata bizleri davet eder. Bunlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.
Allah’ın İnsanları Terbiye Etme Yöntemleri
Kur’an’ı Kerim’deki bazı uygulamalar hakların, özgürlüklerin sınırlarının aşılmasını ve kötüye kullanılmasını önceden önlemeye yöneliktir. Sonradan cezalandırmak yerine suça teşvik eden nedenleri ortadan kaldıran tedbirler alır. Örneğin, aile kurumunu korumak için kan bağı olmayan akrabalıklar kurdurmuştur.
Allah, insanları inanmaya zorlamak yerine onları terbiye etmeyi tercih eder. Terbiye ederken zulüm etmek baskı kurmak yerine kişiyi iyiliğe yönlendiren bir metot uygular. Onlardan kurallara uyanları yaptıkları iyi davranışların on katıyla veya daha fazlasıyla mükafatlandıracağını bildirerek iyiliğe teşvik eder.
Allah, yanlış davrananları yanlış davranmalarının karşılığı kadar cezalandıracağını bildirerek korkutur. Büyük günahlardan kaçınanların küçük günahlarını affedeceğini söyler. Yaptıkları kötülüklerden dolayı pişman olup ölüm gelmeden önce tövbe edenleri affedeceğini bildirir.
Allah’ın Merhameti ve Sevgisi
Allah kullarını uyarır. Bu uyarılar bizlere olan merhamet ve sevgisinden kaynaklanır. Allah’ın indirdiği ana yasayı delmek büyük günahtır çünkü bu yasaların özelliği istismara açık olmalarıdır. Bunlar cana kıyma, zina yapma, hırsızlık yapma, yalan şahitlik yapma, miras hukuku, evlilik hukuku, savaş hukuku gibi yasalardır. Bundan dolayı değiştirilemez kılınmışlardır.
İslam’da Tali Yasalar ve Güncelleme İhtiyacı
Tali yasalar değişime açık yasalardır. Tüm medeni yasalarda olduğu gibi bunların cezası işlediği suçun niteliğine göre verilir. Örneğin, adam evinde içki içti diye cezalandırmaz. Kişiler öncelikle içki ve kumarın kötü olduğu konusunda uyarılır.
Evinde içip kimseye zarar vermemiş kimsenin cezası ahirete kalır. Allah isterse ilerde kulunu cezalandırır, isterse affeder. Alkol alan kimse topluma zarar verecek bir davranışta bulunursa ancak o zaman suçun karşılığı olan cezayı alır.
Tali yasalar ihtiyaca göre her zaman yeniden gözden geçirilerek güncellenebilir. Bunda bir günah söz konusu değildir. Tek kıstas eşitlik ve adalettir.
Demokratik Yönetim ve Yöneticilerin Seçimi: Halkın Denetimi ve İdeal Demokrasinin İnşası
Allah yöneticilerin seçimle gelmesini ve seçimle gitmesinin ister. Halkı rejimi denetlemekle yükümlü tutmuş ve adaletten ayrılan yöneticiyi başınızda tutmayın, demiştir. Yöneticiler ancak seçimle gelebilir. Seçilen yöneticileri halk denetler. Halkı ise Allah denetler ve der ki: “Siz kendinizi düzeltmedikçe Allah sizin durumunuzu düzeltmez.” Örneğin, Allah firavunun halkını kınar: “Firavun onları aşağılıyordu. Onlar bu durumu kabullenen aşağılık kimselerdi.” der.
Günümüzde din iyice yozlaştırılmıştır. Bize sundukları İslam, Allah’ın indirdiği İslam’la çelişir durumdadır. Allah’ın istediği adalet ve eşitlikten uzaklaşılmıştır. Bunun yegane sorumlusu din adamlarıdır. Dini otoriteler İslam’da demokrasinin olmadığını ileri sürerler. İdeal demokrasinin İslam sayesinde oluşabileceğini halktan gizlerler. Allah’ın indirdiklerini dillerini eğip bükerek anlatırlar. Edatları yerli yerince kullanmazlar.
Sonuç:
İdeal demokrasiyi sağlayamayan rejimlerin tarih boyunca yok olduğu vurgulanır ve Allah’ın indirdiği demokratik ilkelerin diktatörlük, totaliter rejimler ve haksızlıklarla mücadele ettiği belirtilir. Kur’an’ın yönlendirdiği adil yasal düzen, demokratik prensiplerle birleşerek toplumun ihtiyaçlarına cevap verir. Bu bağlamda, adalet, eşitlik ve istişare ön planda tutularak ideal demokrasiye ulaşma çabalarının devam etmesi gerektiği vurgulanır.
kaynaklar:
Şura Suresi 37. 38. 39. 40. ayetler
Al-i İmran Suresi 159. ayet
Bakara Suresi 19. ayet