KUR’AN ÖĞRETİLERİNİ DOĞRU ANLAMANIN ÖNEMİ

Bu yazıda, Kuran’ın öğretilerini doğru anlamanın ve uygulamanın önemine odaklanacağız. Kuran’ın derinlemesine anlaşılması, hem dünya hayatımızı düzene sokacak hem de ahiretimiz için vadedilen ebedi nimetlere ulaşmamızı sağlayacaktır.

İslam’ın Evrenselliği ve İhtiyaçlara Cevap Verme Yeteneği

KUR’AN öğretilerinin derinlemesine anlaşılmasına ihtiyacımız var. Kur’an öğretilerini doğru anlamak hem dünya hayatımızı düzene sokacaktır hem de ahiretimiz için vadedilen, ebedi nimetlere bizi ulaştıracaktır.

İslam öncesi dönemdeki uygulamalara körü körüne bağlı kalınmaması gerekiyor çünkü İslam, çağlar boyu insani ihtiyaçlara cevap verebilecek bir sistem sunuyor.

Ayetleri cımbızlayarak bir hükme varmak yerine önce tek tek ayetlerin analizinin yapılmasına sonra benzer konudaki hükümlerin birlikte ele alınmasına ihtiyaç vardır. Allah’ın bize sunduğu olağanüstü hikmetlere ulaşılamasa da en azından bu hikmetlere yaklaşılmasının hedeflenmesi gerekiyor. Bu gerçekliği dikkate almak, elbette insanlığın menfaatına olacaktır.

Kur’an’ın Sürekli Okunması ve Hayata Geçirilmesi

Kur’an’ı Kerim’in baştan sona defalarca okunması ve benzer konularda not alınması, Kur’an’ı Kerim’in Hikmet ve hükümlerindeki hakikatların anlaşılmasına rehberlik edecektir.

Kur’an’ı Kerim’in Hikmet ve hükümlerindeki hakikatları anlayamama İslam’ı ilkel bir kabile dinine dönüştürür. Muhataplarını adaletsiz, merhametsiz, anlayışsız, dünya menfaatleri peşinde koşan, riyakar birer Müslüman yapar. İslam doğru anlaşılmazsa insanın hem dünyası hem de ebedi hayatı zarar görür.

Rabbimizin bize sunduğu öğütler ve hükümler, insan doğasına uygundur. Bunları yanlış anlamak, yanlış veya eksik yaşamak bizi problemli, mutsuz bir toplum yapar. Mutlu bir toplum olarak yaşayabilmemiz için Kur’an’ı doğru anlamaya ihtiyacımız var.

Bizi mükemmel bir şekilde yaratan da bize uygun hükümleri ve nasihatları indiren de sonsuz ilim (bilim) sahibi Allah’tır. O’nun indirdiklerinde bir yamukluk yani zulüm gibi merhametsizlik gibi adaletsizlik gibi durumlar söz konusu olamaz. Kur’an Kerim mükemmel bir kitaptır.

Kişilerin karakterleri, anlayışlarını etkiler. Merhametsiz ve adaletsiz bir insan, Allah’ın hükümlerindeki hikmetleri anlamaz ve kötü karakterini yorumlarına yansıtır. Böylece merhametsiz ve adaletsiz bir anlayış topluma hakim olur.

Allah, her kavme peygamber gönderdiğini bildirmektedir. Araf Suresi 169. ayette, bütün İlahi dinlerin başına gelen üzücü bir olaya dikkatimizi çekmektedir. Bu ayette geçmiş dini otoritelerin, Allah hakkında yalanlar söyleyip Allah’a iftira atmaları eleştirilmektedir.

7: ARAF / 169. Müminlerin ardından gelen ve Kitap’a varis olan aşağılık kimseler, onların yerlerini alıyor ve “Biz bağışlanacağız.” diyorlar. Eğer kendilerine bir benzeri daha gelse, onu da bozmak için ele alırlar. Kitab’ın içindekiler okunmamış mıydı? Allah hakkında, haktan başkasını söylemeyeceklerine dair kendilerinden söz alınmamış mıydı? Takva sahibi olanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyorlar mı?..

Kuran’ın Hikmetlerinin Doğru Anlaşılması ve Yaşanması

Allah, Kur’an’ı Kerim’in Hikmet ve hükümlerindeki hakikatları anlama işini din adamlarının tekeline bırakmamış ve her Müslümanın Kur’an’ı Kerim’i sürekli okumasını ve aklını kullanarak hükümlerindeki ve öğütlerindeki hikmetleri, düşünüp anlamasını ve hayatına geçirmesini istemektedir.

Kur’an’ı Kerim’in Arapçasını ve meallerini okumaktan uzak kalmamak gerekir. Meal okumak için şeytanın şerrinden Allah’a sığınmak gerekir. Allah, Kur’an’ı Kerim’de aynı konuyu farklı farklı şekillerde anlatmıştır. Bir ayetin yorumu bozuk yapılmışsa bile diğer bir ayet, sizi hakikatı götürecektir. Kur’an’ı Kerim’in böyle, mucizevi bir özelliği vardır.

İnsan yeter ki ön yargılı olmasın. Allah’ın adil olduğu konusunda şüpheye düşmesin. İmanlı bir insana düşen Allah’ın adaletine güvenmek ve ayetlerindeki güzel hikmetleri açığa çıkarıp hayata geçirmek olmalıdır.

2: BAKARA / 159. İnsanlar için indirdiğimiz apaçık delilleri ve doğru yolun kendisi olan ayetleri, biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenlere, Allah mutlaka lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler.

2: BAKARA / 160. Ancak tövbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka: İşte Ben, onları bağışlarım. Çok merhamet eder ve tövbelerini kabul ederim.

5: MAİDE / 65. Eğer kitap verilenler, iman edip Allah’tan korksalardı, şüphesiz onların günahlarını örter ve onları nimeti bol cennetlere koyardık.

5: MAİDE / 68. De ki: “Ey kitap verilenler, siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kuran’ı) uygulamadıkça siz hiçbir şey değilsiniz.” Ant olsun ki, Rabbinden sana indirilen bu Kur’an, onlardan birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. Kâfirler iman etmedi diye üzülme!

Allah’ın nezdinde tek din İslam’dır. Bir insan Kitaplardan ve peygamberlerden birine hakaret eder, onlardan birini inkâr eder, insanların hükümlerini Allah’ın hükümlerine ve kendisi gibi insanları da Rabbine tercih ederse o kimse kâfirdir.

İnsan Karakterinin Şekillenmesinde Kuran’ın Rolü

Dinde zorlama yoktur. Bir mümin, inanmayana hakaret etmez ve onu inanmaya zorlamaz. Bir kafir de bir müminin inancına hakaret etme ve onu inkâra zorlama hakkına sahip değildir. Şayet kafirler, müminleri küfre zorlayacak olurlarsa müminlerin nefsi müdafaa hakları ortaya çıkar. Allah, yapılan bu zulüm ortadan kalkıncaya kadar onlarla savaşın, demektedir.

Fitneye sebep olmayan kafirlere savaş açmaya izin yoktur çünkü huzur içinde yaşamak bütün insanlığın hakkıdır. Fitne çıkarmanın, insanların huzurunu kaçırmanın elbette bir bedeli olacaktır. Fitne çıkaranın yok edilmesi vicdan ve imana aykırı değildir. Bilakis Rabbimizin emridir.

Sonuç:

Kuran’ın öğretilerini doğru anlamak ve uygulamak, İslam’ın temel prensiplerini anlamak ve yaşamak için kilit öneme sahiptir. Bu, sadece dünya hayatımızı düzene sokmakla kalmaz, aynı zamanda ahiretimiz için de bizi ebedi nimetlere ulaştırır. Kuran’ın derinliklerinde gizlenen hikmetleri keşfetmek ve adaletle merhametle yaşamak, insanın karakterini şekillendirir ve toplumu iyileştirir. Her Müslüman, Kuran’ı sürekli okumalı, anlamaya ve yaşamaya çalışmalıdır. Allah’ın adaletine güvenmek ve hikmetlerini açığa çıkarmak, imanın temelidir ve insanı doğru yola yönlendirir.