DİNDE AKIL KULLANIMININ ÖNEMİ VE YERİ

Din, insan hayatının merkezinde önemli bir yer tutar ve toplumları şekillendiren temel unsurlardan biridir. Ancak, zaman zaman dinin yanlış yorumlanması veya manipüle edilmesi sonucu, toplumlarda yanlış anlayışlar ve kafa karışıklıkları ortaya çıkabilir. Bu durumda, akıl ve mantık kullanımının dindeki önemi ve yeri daha da belirgin hale gelir. Dinin akıl sahiplerine hitap ettiği ve akıl kullanımının teşvik edildiği gerçeği, doğru anlaşılmalı ve önemsenmelidir.

Akıl ve Mantık Kullanımının Din İçindeki Rolü

Dinimiz aleyhindeki kara propagandalar neslimizi esir almaktadır. Biz bu tür kara propagandaları ancak aklımızı kullanarak dizginleyebiliriz. Dinde mantık olmaz, safsatası insanların aklını kullanmasını engellemek üzere ileri sürülmüş tehlikeli bir yalandır. Kimse bizim yerimize düşünüvermemelidir. Allah herkese bir akıl bahşetmiştir. Beyin bir et parçasından ibaret değildir. Din akıl sahiplerine hitap eder.

Akıl Kullanımının Teşviki ve İnsan Sorumluluğu

Allah, Kur’an’ı Kerim’i ağır ağır okumamızı ve hikmetini düşünüp anlamaya çalışmamızı emretmiştir. Bizim yerimize başkalarının düşünüvermesi doğru değildir.

Önce Allah’a inanıp güvenmemiz gerekiyor. Allah’a inanıp güvenirsek her şey hallolacaktır. Eğer O’na inanır güvenirsek “Kur’an’ı Kerim’deki hikmetleri görmemize yardım edeceğine dair söz vermiştir.” Eğer Kur’an Kerim hakkında bir bilgimiz yoksa her söylenene inanırız. Öyleyse Kur’an’a sıkı sıkıya sarılmalıyız.

Bizim doğruyu yakalayıp çocuklarımıza iyi örnekler olmamız çocuklarımızı da doğru yola yöneltecektir. Aşağıdaki ayet meallerini okuyup dikkate almak sağlıklı düşünmemize yön verebilir.

4: NİSA / 82.  Hâlâ onlar, Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlıklar bulurlardı.

6: ENAM / 115. Rabbinin sözü (Kuran’ı Kerim), doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek (O’ndan daha adil, O’ndan daha doğru bir söz söyleyecek) kimse yoktur. O işitendir, bilendir.

Bu ayetlere muhalif davranışta bulunursak Kur’an’dan uzaklaşmış ve iman çerçevesinin dışına çıkmış oluruz. Eğer şartlar el veriyorsa her insan iyi bir Arapça öğrenmeye çalışmalıdır.

Kur’an’ı Kerim’in anlaşılır olduğunun delilleri

Kur’an’ı Kerim’de oldukça basit ve kolay anlaşılır cümleler kullanılmış ve bol tekrarlar yapılmıştır. İnsanların kolay anlayabilmesine odaklanmış; nurlu ve mükemmel bir kitaptır. İçerisinde kesinlikle adaletsizlik yoktur fakat adaletsiz gösterilmeye çalışılmıştır.

54: KAMER / 22. Andolsun, biz Kur’an’ı öğüt almaları için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

24: NUR / 46. Andolsun, biz açıklanmış ayetler indirdik. Kim ki hidayeti diler, Allah onu doğru yola iletir.

6: ENAM / 125. Kim Allah’tan kendisini doğru yola iletmesini dilerse Allah onun göğsünü İslam’a açar. Kim de yoldan çıkmayı arzu ederse Allah onu gökyüzünde yükseliyor da göğsü tıkanmış, nefes alamayan (oksijensiz kalmış) kimse gibi yapar. İnanmayanların üzerinde Allah, işte böyle bir bir sıkıntı bırakır.

6: ENAM / 126. Rabbinin doğru yolu budur. Biz ayetlerimizi öğüt almak isteyen bir kavim için geniş geniş açıkladık.

Allah, insanı mükemmel yaratmıştır ve insana yol göstermesi için indirdiği Kitapları da mükemmeldir. Mükemmel yaratılan o insan nasıl önemli organlarından birini kaybetmesi halinde büyük sıkıntılar yaşarsa İlahi Kitaplardaki ayetlerin görmezden gelinmesi veya gizlenmesi de insanlık açısından büyük sıkıntılar yaşanmasına sebep olur.

Dinin Temel İlkelerinin Anlaşılması için Akıl kullanımı

Dinler insanlık tarihi boyunca siyasete kurban edilmeye çalışılmıştır ve kirli yorumlar insanlığı yese düşürmüştür fakat Ana Kitaplar Allah tarafından korunmaya devam etmektedir. İnsanlık adına aklını kullanacak, onlardaki hakkı ortaya çıkaracak, imanlı alimlere ihtiyaç vardır.

Dini yorumlarda yapılan Kur’an dışı yorumlar çelişki ve adaletsizliklerle doludur. Halbuki Allah, emirlerinde çelişki ve adaletsizlik olmadığını söylemektedir. Öyleyse Allah’ı yalancı çıkarmaya odaklanmış akımları destekleyerek gerçek Müslümanlar olamayız. Haksızlık karşısında susmak da bu akımları desteklemekle eşdeğerdir.

Atalarımızın hatalarına sıkı sıkıya sarılmak bize evlatlarımızı kaybettirmemelidir. Bu sorunu çözmek zorundayız. Bugün gençlerimiz İslam’dan uzaklaşmıştır. Bunun nedeni sorguluyor olmalarıdır. Sorgulayıp mantıksız buldukları konuların hangileri olduğunu belirlemek ve Kur’an’a uygun çözümler bulmak yerine onların sekülerleşmesine göz yummak, Allah’ın dinine hizmet etmez.

İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun yaşam tarzımızla insanlara güzel örnek olabiliriz. Bunu engelleyecek hiç bir güç yoktur. İnsanlar üzerinde etkili olabilecek yollardan biri de budur çünkü gördükleri güzel davranışlar, insan hafızasında daha kolay yer bulur. İnsanların çoğu doğru rehberlerin arkasından gidebilecek bir akla ve vicdana sahiptir.

Dinin Yanlış Anlaşılması ve Kafa Karışıklıkları

Slogan paylaşmakla, İslam’ı en güzel yaşayan biziz, demekle İslam’a hizmet edemeyiz. İslami gerçekleri öne çıkarmamız ve gerçek İslam’ı yaşamamız gerekir. Sorun Kur’an, Tevrat ve İncil’de değil maalesef onları yorumlarıyla kirleten kimselerdedir. Allah’ın Kitaplarında “Tevrat, İncil, Kur’an ve diğerlerinde” hiçbir adaletsizliğe rastlanmaz. Her biri bizi İslam’a yönlendirmektedir. Allah’ın indinde tek din İslam’dır. Dillerimiz farklı ama dinimiz aynıdır. Rabbimiz bu konuda şunu söylemektedir:

5: MAİDE / 68. De ki: “Ey kitap verilenler, siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kuran’ı) uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz.” Ant olsun ki, Rabbinden sana indirilen bu Kur’an, onlardan birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. Kâfirler iman etmedi diye üzülme!

2: BAKARA / 159. İnsanlar için indirdiğimiz apaçık delilleri ve doğru yolun kendisi olan ayetleri, biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenlere, Allah mutlaka lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler.

2: BAKARA / 160. Ancak tövbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka: İşte Ben, onları bağışlarım. Çok merhamet eder ve tövbelerini kabul ederim.

Bugün bizlere altın tepside sunulmaya çalışılan şeriatın, İslam’la uzaktan yakından alakası yoktur çünkü cahiliye devrinin hükümleri, Allah’ın hükümlerinin yerini almıştır. Dini uygulamalarda bir tutarsızlık ve bir adaletsizlik varsa mutlaka kötü niyetin ürünüdür. Mutlaka şeytanların vesveselerinden etkilenerek şekil almıştır. Silkinmemiz ve kendimize gelmemiz gerekir. Bir Müslüman olarak bütün bunları dikkate almamız, Allah’ın lanetinden uzak kalmamıza, doğruyu arayıp bulmamıza hem imanınımızı kurtarmamıza hem de insanlığı kurtarmamıza yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak:

Din, insanların manevi yaşamlarını düzenleyen ve toplumsal normları belirleyen bir yapıdır. Ancak, dinin yanlış anlaşılması veya kötü niyetli kişiler tarafından manipüle edilmesi sonucu, toplumda kafa karışıklığı ve yanlış yorumlar ortaya çıkabilir. Bu durumda, akıl ve mantık kullanımının dindeki önemi ve yeri daha da belirginleşir. Dinin temel ilkelerini anlamak ve doğru yorumlamak için akıl kullanımı kaçınılmazdır. Bu nedenle, dinin öğretilerini anlamak ve uygulamak için akıl ve mantık kullanımının önemi her zaman vurgulanmalıdır.