İlahi kitaplar, insanlığa rehberlik etmek ve onları doğru yola yönlendirmek için gönderilmiştir. Her kavme bir peygamber ve onlara rehberlik edecek bir kitap indirilmiştir. Bu kitaplar, içerdikleri emirler ve öğütlerle insanların yaşamlarını düzenlemeleri için rehberlik sunmaktadır. Ancak, bu rehberlik sadece bir kavmi değil, tüm insanlığı kapsamaktadır. İşte bu yazıda, İlahi kitapların rehberliği üzerine odaklanılacaktır.
İlahi Kitapların Rehberliği
Allah, her kavme bir peygamber göndermiştir ve bu peygamberlere insanlara rehberlik edecek birer kitap indirmiştir. Kitaplardaki emirlerini, öğütlerini anlasınlar ve uygulasınlar, istemiştir. Bundan dolayı indirdiği kitapları her kavmin kendi dilinde indirmiştir. Kur’an’ı Kerim en son indirilen ve dili Arapça olan İlahi bir Kitaptır. Allah, neden sorguya çekileceğimizi şöyle açıklamaktadır.
43: ZUHRUF / 44. Doğrusu bu Kur’an, senin için de kavmin için de bir öğüttür ve siz de bundan sorguya çekileceksiniz.
Fiziki güce sahip olmalarından dolayı Allah, peygamberleri erkeklerden seçip görevlendirmiştir ve kitapları indirirken peygamberlerle ya perde arkasından konuşmuştur ya da onlara meleklerden elçiler göndermiştir.
İndirilen kitaplardaki hükümlerin içerikleri aynıdır sadece dilleri farklıdır. Onun için Rabbimiz bütün kitaplara iman etmemizi emreder. Kitaplardan bazılarına inanan ve bazılarını inkar eden kimseler Allah’a tam olarak teslim olmuş yani iman etmiş olmazlar çünkü İlahi Kitapların içerikleri aynıdır.
42: ŞÜRA / 13. Dini doğru anlamanız, onda ayrılığa düşmemeniz için Nuh’a tavsiye ettiğimizi, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi, sana da vahyettiğimizi sizlere şeriat kıldık. Müşrikleri davet ettiğin şey onlara ağır gelir. Allah, kendisine yöneleni seçip hidayete ulaştırır.
2: BAKARA / 183. Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki günahlardan sakınırsınız.
Allah, bir ayeti kerimede “Hz. Adem’in oğullarından birinin cinayet işlemesinden dolayı kısas hükmü koyduğunu” bildirmektedir. Dikkat edersek Hz. Adem’in iki oğlundan itibaren inen kitapların hepsinde kısas hükmü bulunmaktadır. Hırsızlık, zina, savaş, barış vs. için indirilen hükümler de hep aynı kalmaya devam etmiştir.
Allah, elçileri arasında ayrım yapılmamasını istemektedir. Benim peygamberim senin peygamberinden üstündür veya benim kitabım senin kitabından üstündür, diyenler Allah’ın indinde mümin olmazlar. Allah, nasıl iman etmemiz gerektiğini ayetlerle bize şöyle bildiriyor:
2. BAKARA / 136. Siz: “Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeden inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk.” deyin.
2. BAKARA / 285. Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti. Müminler de iman ettiler. Hepsi Allah’a, meleklerine, Kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. “İşittik ve itaat ettik, Allah’ın Peygamberleri arasında hiçbir ayrım yapmayız. Ey Rabbimiz, affına sığındık, dönüş sanadır.” dediler.
Güzel Ahlakın Önemi
Allah’ın indirdiği hükümler çağlara göre değişikliğe uğramamıştır çünkü ahlak hem evrenseldir hem de tüm çağları kapsayıcıdır. Hz. Adem zamanında güzel ahlak ve iman neydiyse bugün de Allah’ın indinde güzel ahlak ve iman aynıdır.
Güzel ahlaka sahip olmayan insanlar diğer insanların hakkına tecavüz edip onları üzerler. İnsanların huzur içinde yaşaması için bu durumun önüne geçilmesi gerekir. Bu da ancak Allah’ın hidayetiyle mümkün olabilir. Bundan dolayı bütün kavimlere peygamberler gelmiştir. Tüm insanlık ortak ve tek din olarak, İslam’a davet edilmiştir?
En ilkel toplumlarda bile başkalarına zarar veren düşük ahlaklı insanlar cezalandırılmıştır fakat ideal bir adalet sağlanamamıştır. İslam’ı öğretilerde cezaların adil ve caydırıcı olmasına önem verilir. Ayrıca verilen ceza kişi odaklı değil, suç odaklı olmalıdır. Zengin-fakir, kadın-erkek, köle-hür ayrımı yapılmamalıdır.
Suçun itirafı için zulme baş vurulmamalıdır ve ömründe hiç yalancı şahitlik yapmamış dört şahidin şahitliğine güvenilmelidir. Adalet gereği şeffaf olunmalıdır. Cezalar halktan bir jüri huzurunda ve adaletten şaşmayacak bir şekilde uygulanmalıdır.
Tek Din İslam
Kendilerine indirilen kitabın hükümlerini terk ederek batıla dalanlar, sonraki inen kitaplarda ayetlerle uyarılmıştır ama insanların çoğu inkara devam etmiştir. Allah’ın indirdiklerini gizlemeyeceklerine dair Allah’a söz verip insanları İslam’a davet etmeyi üzerlerine alanlar, İlahi Kitapların içeriğini tefsir ederken bazı ayetleri çarpıtarak, hakkı gizlemişler ve müminlerin aralarını bozmuşlardır.
Böylece insanlar, tek bir ümmet olduklarını unutarak birbirleriyle kanlı kinli düşman olmuşlardır. Savaşlar sona ermemiş ve çocuklar yetim kalmaya devam etmiştir. Ülkeler tarumar olmuştur. Halbuki hiç bir peygambere farklı bir din indirilmiş değildir.
Allah’ın kabul edeceği tek inanç sistemi İslam’dır ve müminler kardeştir. İnsanların mutsuz olmasında, dünyanın kirli kalmasında ve bir cennete dönüşmemesinde en büyük etken hırslarımız ve kıskançlıklarımızdır. Bu hırs ve kıskançlıkları körükleyenler de dini otoritelerden başkası olmamıştır. Allah, ayeti kerimede şöyle bildiriyor:
2. BAKARA / 113. Kitabı okudukları halde Yahudiler: “Hıristiyanlar doğru yolda değil.” dediler. Hıristiyanlar da: “Yahudiler doğru yolda değil.” dediler. Böylece, Kitabı okumayanlar da onların söylediklerini söylediler. Aralarında ayrılığa düştükleri konuda kıyamet günü Allah, hükmünü verecektir.
2. BAKARA / 114. Allah’ın mescidlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve onları yok etmeye çalışandan daha zalim kim olabilir? Onlar oraya ancak korkarak girerler. Onlara dünyada bir rezillik ve ahirette de büyük bir azap vardır.
22: HAC / 38. Muhakkakki Allah inkarcı ve hain kimseleri sevmez. İnanan kimselerden zulmü defeder.
22: HAC / 39. Onların savaşmalarına izin verildi çünkü onlar zulme uğradılar. Hiç şüphesiz Allah’ın onlara yardım etmeye gücü yeter.
22: HAC / 40. 41. Eğer Allah: “Rabbimiz ancak Allah’tır” diyenlerin ve haksız yere yurtlarından çıkarılanların bazılarıyla onlardan bazılarını defetmemiş olsaydı, namazların kılındığı ve Allah’ın adının sıkça anıldığı mescidler, kiliseler, havralar yıkılıp giderdi. Şüphesiz Allah güçlü ve üstündür. Allah’ın dinine yardım edene Allah yardım eder. Biz onları yeryüzünde iktidara getirecek olursak onlar namazı kılarlar, zekatı verirler, kötülükten men ederler ve makul olanı emrederler. İşlerin sonu Allah’a dayanır.
İnsan Mutluluğu ve Huzurunda Teknolojinin Rolü
Kur’an Kerim bir teknoloji kitabı değildir ama Allah, teknolojiyi geliştirecek imkanlar bahşetmiştir ve biz de bu imkanları kullanarak hayat şartlarımızı iyileştirmeye çalışırız. İnsanoğlunun hayatı teknoloji vasıtasıyla kolaylaşmıştır. Bugünkü hayat şartlarımızla yüz yıl önceki hayat şartlarımız aynı değildir. Teknolojide büyük ilerlemeler olmuştur fakat insanların büyük çoğunluğu bu gelişmelerden yararlanamamıştır.
Teknoloji zamana göre değişse de genel ahlak tüm zamanları kapsayıcıdır, değişmez. İnsanoğlu teknolojiyle dünyayı cennete çevirebileceğini zannederken yanılmıştır ve hayal kırıklığına uğramıştır. Eşitlik, adalet ve güzel ahlak göz ardı edildiği sürece insanlık hep mutsuz olacak, dünya hep kirli kalacaktır.
İnsanların mutlu olması: Öncelikle eşitlik, adalet ve güzel ahlakın hakim kılınmasına, bunun sonucu olarak teknolojiyle kolaylaşan hayattan, her bireyin adil bir şekilde payına düşeni almasına ve refah seviyelerinin artırılmasına bağlıdır.
Sonuç:
İlahi Kitaplar, insanlığa adalet, eşitlik ve güzel ahlakın önemini vurgulayarak onları doğru yola yönlendirmektedir. Bu rehberlik, çağlar boyunca değişmeyen evrensel prensipleri içermekte ve insanların mutluluğu için temel bir rehberlik sunmaktadır. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte hayat şartları kolaylaşır. Eşitlik ve adalet yoksa her birey kolaylaşan hayat şartlarından yararlanamaz. İlahi kitapların öğretileri eşitlik, adalet ve güzel ahlak ilkeleriyle tüm insanlığın mutluluğuna ve dünya üzerinde barış ve huzura ulaşılmasına olanak sağlamaktadır.