HZ. DAVUD’UN KAÇ EŞİ VARDI? KUR’AN’DA HZ. DAVUD KISSASI VE ADALET MESAJI

Hz. Davud’un kıssası, Kur’an’da adaletin ve doğruluğun önemini vurgulayan önemli bir örnektir. Ancak maalesef, bu kıssanın yanlış çevirilerle ve iftiralarla anılması, asıl amacından sapmasına neden olmuştur. Özellikle bazı tefsirlerde aktarılan İsrâiliyat kaynaklı rivayetler, Hz. Davud’un yaşadığı bir olayı yanlış şekilde yorumlayarak onun hakkında hatalı bir izlenim oluşturmuştur.

Hz. Davud kıssası Hz. Davud Peygamberin davacılar arasında adil davranamamaktan korkmasını anlatır. Sad Süresindeki Hz Davud kıssasıyla ilgili ayetler hatalı çevrilmektedir. Bu ayetler iftiralarla dolu bir kıssayla ilişkilendirilmiş ve gerçek amacından saptırılmaya çalışılmıştır.

Kur’an’ı Kerim’de adaletle ilişkilendirilmesi ve ders çıkarılması gereken bu ayetler bir İsrâiliyat kıssasına kurban edilerek hatalı çeviriler yapılmıştır. Bu çevirilerin iyi niyetli işinin ehli kimseler tarafından doğru bir şekilde güncellenmesi gerekir yoksa hiç kimse bu büyük iftiranın altından kalkamaz. Hesap sorucu olarak Allah yeter.

İslâm’ın Peygamberlik Öğretisiyle Uyuşmayan Rivayetler:

Sad Süresinde geçen Hz. Davud kıssasını anlatan ayetlerle iftira dolu bir kıssa arasında bağ kuran birtakım söylentiler, Hz. Dâvûd’un (as) önceden işlediği iddia edilen büyük bir günah için tövbe ettiğini ileri sürmüşler ve bu ayet buna atıfta bulunmaktadır, demişlerdir. Aşağıda Diyanet İşleri Sitesinden yapılmış bir alıntı görüyorsunuz:

(Tefsirlerde Dâvûd’un neden kendisinin sınandığı düşüncesine kapıldığı ve rabbinden kendisini bağışlamasını dileyerek secdeye kapandığı, O’na yönelip tövbe ettiği konusunu aydınlatmak üzere aslında İslâm’ın peygamberlik öğretisiyle uyuşmayan İsrâiliyat türü bazı rivayetler aktarılmaktadır. Aslı Kitâb-ı Mukaddes’e dayanan (II. Samuel, 11/1-27; 12/1-10) bu rivayetlerin özeti şöyledir: Dâvûd, tesadüfen açık vaziyette gördüğü bir kadının güzelliğinden çok etkilenmiş; onun Uhriya (Uriya) isimli bir askerin eşi olduğunu öğrenince kadınla evlenebilmek için kocasını öldürtmeyi planlamış; Dâvûd’un emriyle savaşa katılıp ön safta çarpışan adam ölünce Dâvûd da karısıyla evlenmiş. İşte Dâvûd, muhtemelen mâbedde o iki adamın ansızın karşısına çıkmasının bu hatasıyla bir ilgisi bulunduğunu, böylece Allah tarafından sınandığını düşünerek yaptıklarından dolayı pişmanlığını dile getirip tövbe etmiştir.

Yine aslı Kitâb-ı Mukaddes’te geçen (II. Samuel, 12/7 vd.) bir rivayete göre bu olayda söz konusu edilen iki melekten, şikâyet eden taraf kadının kocasını, şikâyet edilen de Dâvûd’u temsil etmektedir. Şikâyetçi olan, doksan dokuz koyunu olan kardeşinin, kendisinin tek koyununa da göz diktiğini söylerken aslında Dâvûd’un yaptıklarını ima ediyor; onun çok sayıda eşi olmasına rağmen askerin tek eşini de kendisine almasının, üstelik bu emelini gerçekleştirebilmek için adamı bile bile ölüme göndermesinin haksızlığını bizzat kendisine onaylatmak istiyordu. Bu suretle Dâvûd, Allah tarafından sınandığını farketti ve suçunu anlayarak pişman olup tövbe etti. Dâvûd’un hatasını bağışlatmak için kırk gün kırk gece durmadan ibadet, tövbe ve istiğfar ettiği de anlatılır (bu rivayetler için bk. Taberî, XXIII, 146-151)

Rivayetlerle gelen hikayelerin bir çoğunda insanları din aleyhine yönlendirmeler görürsünüz. Özellikle kadınlar, yetimler ve yaratılış hakkındaki ayetlerde yönlendirmeler bulunur. Bu yönlendirmelerin bir çoğu dini hikayelerle yapılır. Diğer bir kısmı, ayetleri hatalı yorumlayarak yapılır. Allah’ın adaletini ve merhametini hatırlamak bu yönlendirmelerin zararlı etkilerinden Müslümanları koruyabilir. Dini kitapları okumak için elimize alırken şuurlu bir şekilde şeytanların şerrinden Allah’a sığınarak okumakta yarar vardır. Şeytan cinlerden de olur, insanlarda da. Bunu hatırlamak gerekir.

Allah’ın Hz. Davud Kıssayla Verdiği Adalet Mesajı:

Allah’ın indirdiği Kitaplar bozulmaz fakat Kitaplar bozulmasa bile sütü bozuk din adamları Allah’ın Kitaplarına varis olmuştur ve hem kendileri sapmış hem de takipçilerini saptırmışlardır. Allah’ın hikmetli ayetleri uydurulmuş bir kıssayla şehvet işine indirgenmiştir. Ayetin vermek istediği hikmetli mesaj bu yolla gizlenmiştir. Hz. Davud’un kıssası ile ilgili olması gereken mealler aşağıdadır:

38: SAD / 17. Onların söylediklerine karşı sabırlı ol. Güç sahibi olan Davud’u da an. O, tövbe eden bir insandı.

38: SAD / 18. 19. 20. Kafirler dalga geçerlerdi. Dağlar ve kuş sürüleri onunla birlikte sabah, akşam tesbih ederlerdi. Biz onun saltanatını güçlendirdik, ona hikmet ve söz hakkı verdik.

38: SAD / 21. 22. 23. Peki, birbirine düşman olan kardeşlerin kıssası sana geldi mi? Onlar Davud’un yanına vardıkları ve mihrabın etrafını sardıkları zaman o, onlardan korkup dehşete düşmüştü: “Korkma! Biz birbirine zulmeden iki düşman kardeşiz. O halde aramızda adaletle hükmet ve bizi doğru yola ilet. Kardeşimin doksan dokuz koyunu var, benim de bir koyunum var. Benim hakkım için bu konuyla ilgilen ve söyleyeceklerinle beni rahatlat.” dedi.

38: SAD 24. O, senin koyununu kendi koyununa katarak sana haksızlık etti. İman edip salih ameller işleyenler hariç şüphesiz birbirine zulmeden birçok ortak vardır, onlar (günaha girmekten) çok az endişelenirler, dedi. Davud kendisinin (adaletle hükmedip hükmetmediğinin) denendiğini düşünerek Rabbinden bağışlanma diledi ve secdeye varıp tövbe etti.

Allah’ın bu kıssada verdiği mesaj: Hüküm verenlerin yani hakimlerin, yöneticilerin ve alimlerin Allah’tan gerektiği gibi kormalarıyla ve verdikleri kararların doğruluğunun iyiden iyiye gözden geçirmeleriyle ilgili olmasına yorumlanması gerekirdi. Münafıkların yorumlarındaysa Davud Peygamberin bir insanı haksız yere öldürtebilecek kadar vahşi olduğu ve kadın düşkünü olduğu iftirası öne çıkarılmaya çalışılmıştır.

Allah’ın indirdiği Kitaplar bozulmaz fakat sütü bozuk din adamları Allah’ın Kitaplarına varis olmuştur ve hem kendileri sapmış hem de takipçilerini saptırmışlardır. Allah’ın hikmetli ayetleri uydurulmuş bir kıssayla şehvet işine indirgenmiştir. Ayetin vermek istediği hikmetli mesaj bu yolla gizlenmiştir.

İnanmış gözüküp inanmayan kimseye münafık denir. Allah’ın İndirdiği Kitapların yanlış anlaşılmasına öncülük edenler, münafık kimselerdir. Bu kimseler, İlahi Kitapların yalnız alimler tarafından anlaşılabileceğini çünkü ilahi kitaplarda anlaşılamayan kelimeler ve cümleler olduğunu iddia ederler. Bu anlaşılamayan kelimeleri ve cümleleri, Allah’ın kendilerine lütfetmiş olduğu ilhamla çözdüklerini savunurlar. Bu doğru değildir. Allah, hükümlerini ve öğütlerini apaçık bir Arapçayla indirdiğini ve ayetleri de açıkladığını bildirmektedir.

24: NUR / 46. Andolsun biz açıklanmış ayetler indirdik. Kim ki hidayeti diler, Allah onu doğru yola iletir.

Aklınızın asla almadığı, ahlaksız ve adaletsiz dini yorumlar, mutlaka münafıkların kaleminden çıkmıştır çünkü Rabbimiz adildir ve adil kullarını cennetle mükafatlandıracağına dair söz vermiştir. Allah, insanların içinden en adaletli, en merhametli ve en ahlaklı olan kullarını peygamber olarak seçmiştir. Peygamberlere iftira atanlar mümin olamaz.

Münafıklar önemli ayetleri gizleyebilmek için bazı kıssalar uydurmuşlardır. Bu kıssalara itibar etmek insanın inancının yara almasına sebep olur. Allah bu yüzden Yahudi Din adamlarının bir kısmıyla onların peşi sıra giden insanları lanetlemiştir.

Onlar gibi Allah’ın lanetine uğramak istemediğiniz takdirde yapacağınız şey duyduğunuz bir kıssanın size verdiği mesajı analiz etmek olmalıdır. Mesajda empoze edilmek istenen kötü niyeti kolayca anlayabilirsiniz çünkü Allah hepimize doğruyu ve eğriyi ayırt edecek bir akıl vermiştir.

Sonuç:

Hz. Davud’un kıssası, adaletin önemini vurgularken aynı zamanda Kur’an’ın sağlam prensiplerini ortaya koymaktadır. Ancak, bu kıssanın yanlış yorumlanması ve iftiralarla karşı karşıya kalması, dinin doğru anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, Kur’an’ın mesajını doğru bir şekilde anlamak ve adaletin önemini kavramak için İslam’ın temel ilkelerine bağlı kalmak ve tahrif edilmiş yorumlardan kaçınmak önemlidir. Allah’ın indirdiği Kitaplar, insanların yanlış yorumlarından etkilenmez; ancak din adamlarının ve alimlerin doğru anlamaları ve doğru şekilde öğretmeleri gerekmektedir. Bu, herkesin doğru yolu bulabilmesi ve Allah’ın adaletine güvenebilmesi için önemlidir.