PEYGAMBERİMİZE, ASHÂBINA VE EHLİBEYTİNE YÖNELTİLEN İFTİRALAR

Peygamberimize, ehlibeyte ve ashabına yöneltilen iftiralar tarih boyunca İslam dünyasının bir parçası olmuştur. Bu iftiralar, zamanla gerçek gibi algılanmış, hatta bu iftiraları reddedenler dahi küfürle suçlanmıştır. Bu yazıda, özellikle Peygamberimizin torunu Hz. Hasan’a yöneltilen iftiraların üzerinde duracağım.

Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Hasan’a atfedilen iftiraların kaynağına inildiğinde, çeşitli müelliflerin farklı rivayetler sunduğu görülür. İbn Sad gibi bazıları, Hz. Hasan’ın evliliklerini, boşanmalarını çarpıtarak aktarmıştır. Ancak bu rivayetlerin temeli sorgulandığında, birçok tutarsızlık ve haksızlık açıkça görülür.

Sahabeyle ilgili rivayetleri nakleden ve naklettikleri güvenilir kabul edilen müelliflerden İbni Sa’d, İbni Kesir ve Zehebi’nin eserlerinde bu rivayetler aktarılır ve her birinde farklı bir rakam verilir. Bunların bazılarında Hz. Hasan’ın 70 evlilik, bazılarında 90 evlilik ve bazılarında da 200 evlilik yaptığı gibi birbiriyle çelişkili rivayetler aktarılır. Bu da yetmez. Eşlerini mal karşılığı boşadığı iddia edilir. İftira içeren bu rivayetler, incelendiği zaman, Kur’an’ın özünü saklamaya ve hükümlerini geçersiz kılmaya yönelik olduğu görülür.

Hz. Hasan Hakkındaki İddiaların Geçersizliği

İnandırıcı olsun diye bu rivayetlerde Peygamberimiz de konuşturulur ve Peygamberimizin: “Hasan’a kız vermeyin o çok boşayıcıdır.” dediği nakledilir. Halbuki, Peygamberimiz öldüğünde Hz. Hasan sekiz yaşında bir çocuktur. Ne evlenmiştir ne de boşanmıştır.

Diğer bazı rivayetlerde ise bu sözü söyleyen Hz. Hasan’ın babası Hz. Ali’dir. Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan için söylediği rivayet edilir. Ali (a.s) Kûfelileri muhatap karar kılıp şöyle buyurmuştur: “Hasan’a kız vermeyin zira o çok kadın boşamaktadır.”

Özellikle İbn Sad’ın ve diğer müelliflerin Hz. Hasan’a yönelik iftiraları, onun adil olmayan boşanmalarını ve sayısız evliliklerini iddia etmektedir. Ancak bu iddialar, adaletle bağdaşmayan uydurma rivayetlerdir. Kur’an’ın adaleti ve eşitliği vurgulayan mesajlarıyla çelişirler.

Rivayetlerin Tenkidi

Rivayetlerin tenkidinin, metin tenkidi üzerinden yapılması doğru bir yöntem olmasına rağmen metin tenkidinden ziyade senet tenkidi yöntemi kullanılmıştır. Senet tenkidi yöntemini kullanan müfessirler, bu rivayetleri doğru kabul ederek Kur’an’ı rivayetlerin etkisi altında yorumlamaya çalışmışlar ve ortaya Kur’an’ın ruhuna aykırı adaletle, merhametle uzaktan yakından alakası olmayan, cinsiyet ayırımı yapan sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Bu tür iftiraların amacı, İslam dinini zayıflatmak ve dini hükümleri çarpıtmaktır ve hakikatı gizlemektedir. Ancak bu çabalar, gerçekleri görmeye niyetli olanlar tarafından reddedilmelidir. İslam’ın özüne zarar vermek için uydurulan bu iftiralar, asıl hedefine ulaşamayacak ve gerçek bilgiye ulaşmak isteyenlerin dikkatini çekecektir. İslam’ın temel prensipleri olan adalet, eşitlik ve merhamet, bu tür iftiralarla çarpıtılamaz.

Sonuç:

Ehlibeyt’e yöneltilen iftiralar, asılsız ve haksızdır. Bu iftiraların kaynağı olan uydurma rivayetler, İslam’ın özünden uzaktır ve dini değerleri çarpıtmaktadır. Gerçek bilgiye ulaşmak için, tarihi ve dini metinlere dikkatle bakılmalı, doğruyu aramak için çaba gösterilmelidir. Din adamlarının ve müelliflerin, dini çıkarları için iftira atmaktan kaçınmaları, insanları yanıltmamaları gerekmektedir. Allah’ın adaleti ve hikmeti, gerçekleri aydınlatmak için yeterlidir.