
Bir varmış, bir yokmuş, su altı dünyasında yaşayan büyüleyici bir deniz kızı varmış. Adı Elena’ymış. Elena, okyanusun derinliklerinde parlayan mercanlar ve büyüleyici deniz canlılarıyla birlikte mutlu bir hayat sürüyormuş. Ancak Elena, her zaman okyanusun ötesinde ne olduğunu merak eder dururmuş.
Bir gün, Elena, büyükannesinden duyduğu gizemli bir efsaneyi hatırlamış. Efsaneye göre, deniz kızlarının yaşadığı yerin çok ötesinde, sihirli bir ada varmış. Bu adada, deniz kızlarına özel bir “deniz kalbi” saklıymış. Bu kalp, onu bulan deniz kızına sonsuz bilgelik ve güç verirmiş. Elena, bu gizemli adayı bulmaya karar vermiş.
Yolculuğa başlamış. Yol boyunca Elena, devasa balinalar, renkli deniz atları ve dost canlısı yunuslarla tanışmış. Onlar Elena’ya cesaret vermiş ve sihirli adanın yolunu bulmasına yardım etmiş. Ancak, yolculuğu hiç de kolay değilmiş. Denizanası ormanları ve gizemli akıntılar Deniz Kızı Elena’nın yolunu kesmiş fakat Elena, cesaretini asla kaybetmemiş.
Sonunda, günler süren maceradan sonra Elena, sihirli adaya ulaşmış. Adada altın kumlar ve parlak incilerle dolu sahiller varmış fakat adanın en dikkat çekici yeri, devasa bir mercan kayalığının içinde saklı olan deniz kalbiymiş. Elena, kalbin yanında duran bir yaşlı deniz adamıyla karşılaşmış. Yaşlı deniz adamı, Elena’ya deniz kalbini hak edip etmediğini sormuş. Elena, cesareti, sabrı ve iyiliğiyle bu kalbi hak ettiğini ona kanıtlamış.
Deniz adamı, ona kalbi verdikten sonra, Elena artık sadece bir deniz kızı değilmiş. Okyanusların kraliçesi olmuş. Bilgeliği ve gücüyle denizleri kirlenmekten korumuş ve okyanus halkının mutluluğunu sağlamış.
O günden sonra, Elena’nın adı tüm su altı dünyasında efsane olmuş. Deniz kızı Elena’nın hikayesi, büyük bir cesaret, sabır ve keşif isteğiyle doluymuş.