İNSANIN DÜNYAYA GELİŞİNİN GİZEMLERİ

Hayatı Ortaya Çıkarma Planının Bir Parçası: Yumurta ve Sperm

Bir bebeğin dünyaya gelişiyle ilgili bilimsel anlayışlarla dini inançlar çelişki içinde midir? Bilim ve din bu konuda ne diyor?

Bilim ve İnancın Buluşma Noktası

İnsanın dünyaya gelişiyle ilgili aşamalar vardır: Buna insanoğlunun tohumlarından başlayabiliriz. İnsanoğlunun tohumları (spermler) gelişimlerini tamamladıkları zaman, olgunlaşan spermler bulunduğu erkeğin vücudundan bağımsız olarak hareket etmeye başlarlar ve bir mayi içerisinde yüzerler. Bu spermlerin her biri canlı bir organizmadır. Allah, spermlerin her birine bir ömür tayin etmiştir.

Allah; kadın, erkek arasında karşılıklı sevgiyi ve muhabbeti yaratmıştır. Bu insan hayatını ortaya çıkarma planının bir parçasıdır. Bu planın sonucunda cinsel temas meydana gelir. Cinsel temas vasıtasıyla erkek vücudunda olgunlaşan ve bağımsız hareket eden spermlerden biri, kadın vücudunda gelişimini tamamlamış yumurtayla eşleşir. Diğer spermler ölür. Bu spermlerin içinden hangisinin yaratılıp yaşatılacağına ancak Allah karar verir.

Spermlerin bazıları daha canlı ve hareketlidir. Örneğin, tüp bebek için canlı ve hareketli olanlar seçilir. Bunlardan hangisinin yumurtayı dölleyeceği tahmin edilemez. Bundan dolayı  hareketli ve canlı olan spermler seçilip yumurtaya aşılanır. 

Bunların içinden, Allah’ın dilediği bir sperm, yumurtayı döller. Eğer, Allah’ın yaratmayı dilediği sperm, enjekte edilen spermlerin içinde mevcut değilse bu spermler bir işe yaramaz ve zigot oluşmaz. Bir zigotun oluşması için hem kadından hem de erkekten gelen iki eşey hücrenin birleşmesi gerekir. Zigot, bu iki eşey hücrenin birleşmesi sonucu oluşan diploit bir hücredir ve canlıdır yani bir ruha sahiptir.

Genetik Çeşitlilik

Erkekten ve kadından gelen iki eşey hücrenin birleşmesi sonucunda bebeğin genotipine hem anneden hem de babadan genler aktarılmış olur. Eğer insanlar eşeysiz üreme yoluyla meydana gelseydi, bütün insanların genotipi ve fenotipi  anneninkiyle aynı olacağından dolayı insanlar için büyük bir problem olurdu. İnsanlar birbirinden ayırt edilemezdi. Örneğin, içlerinden bir insan bir adam öldürse veya hırsızlık yapsa suçlu tespit edilemezdi.  

Örnek olarak tek yumurta ikizlerini verebiliriz. Tek bir zigotun mitoz bölünmesinden meydana gelen iki birey aynı gen ve kromozomları taşır. Bundan dolayı genotipleri birbirinin aynıdır. Bu durum bireylerin hem ruhsal yapısını hem de görünüşünü etkiler. İki birey her iki açıdan da birbirlerine benzerler. Tek yumurta ikizleriyle bize verilen bir mesaj var: “İsteseydik sizi tek hücreden çoğaltabilirdik ama o zaman birbirinizi ayırt edemezdiniz”  

Bu gözlem hücrenin bilinçli bir şekilde tasarlandığını gösteriyor. Dini inançlar olmasa bile bir bebeğin dünyaya geliş aşamasındaki olaylarla ilgili bilimsel anlayışlar, yaratıcı bir gücün iş başında olduğuna dair ikna edici kanıtlar sağlıyor. Aksi iddialar tipik olarak ampirik kanıtlardan daha ziyade ideolojik duruşları yansıtıyor.