Bu sure, Kur’anı Kerim’in 87. Suresidir ve 19 ayetten oluşmaktadır. Bu sure, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde insanlara doğru yolu göstermek, Allah’a yönelmek ve O’nun kudretini anlamak için önemli mesajlar içermektedir. Ayrıca Allah’ın kudretini anlatan, insanın yaratılışına dair derin anlamlar barındıran bir sure olarak, hem ahlaki hem de manevi gelişim için önemli öğütler sunmaktadır.
1. Yüce Rabbinin İsmini Tesbih Et (1-5. Ayetler)
87: A’LA / 1-5. Yüce Rabbinin ismini tesbih et! Takdir eden, düzenleyen, yaratan, yönlendiren, otlakları ortaya çıkaran ve gübreleyen O’dur.
Bu ayetler, Allah’ın yüce ismini tesbih etmenin ve O’na yönelmenin önemini vurgulamaktadır. Tesbih, Allah’ı her türlü eksiklikten uzak, yüce ve noksan sıfatlardan beri olarak anmaktır. Buradaki “tesbih” kelimesi, yalnızca dil ile yapılan bir anma değil, aynı zamanda Allah’ın kudretini gözlemleyerek, O’nun yaratma ve düzenleme güçlerinin farkına vararak yapılan bir içsel anıştır. Ayetlerdeki her bir sıfat, Allah’ın yaratmadaki kusursuzluğunu ve her şeyin düzenine olan hâkimiyetini ifade eder. Bu sıfatların her biri, evrenin işleyişine dair birer delil olarak karşımıza çıkmaktadır.
• Yaratma ve Takdir: Allah her şeyi yaratırken, bir düzene ve takdire göre yaratmıştır. Her şeyin başlangıcı ve sonu O’nun elindedir.
• Düzen ve Yönlendirme: Her şey Allah tarafından yönlendirilmekte ve yerli yerine yerleştirilmektedir. Bu, evrende gördüğümüz düzenin ardındaki hikmeti işaret eder.
• Doğanın İşleyişi: Otlakların ortaya çıkması, onların çürüyüp gübre olma döngüsü, gübrelemenin Allah’a ait olduğunu, doğanın içsel işleyişindeki büyüklüğü ve derinliği ifade eder.
2. Unutma ve Allah’ın Bilgisi (6-7. Ayetler)
87: A’LA / 6-7. Biz sana okutacağız ve Allah’ın dilemesi hariç unutmayacaksın. O, açık olanı da, gizli olanı da bilir.
Bu ayetler, Allah’ın ilminin her şeyi kapsadığını ve O’nun her türlü bilgiyi bildiğini anlatmaktadır. Allah, peygamberi Muhammed’e (sav) vahiy gönderirken, O’na ne okuyacağı konusunda tam bir kontrol sağlamıştır. Burada önemli olan nokta, Allah’ın iradesi dışında hiçbir şeyin unutulmayacağıdır. Bu, Allah’ın hikmeti ve iradesinin her şeyden üstün olduğunu gösterir.
• Allah’ın Bilgisi:
Hem açık olan hem de gizli olan her şey Allah’ın bilgisi altındadır. İnsan zihni, sadece görüneni algılar, fakat Allah’ın bilgisi her şeyin ardında yatan gerçekleri de kapsar.
3. Kolaylık ve Zorluk (8-13. Ayetler)
87: A’LA / 8-13. (Ey Muhammed!) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. Allah’ın rızasını kaybetmekten korkan kimse öğütten yararlanacaktır. Öğütten kaçınan kötü kimse, büyük bir ateşe girer ve orada ne yaşar ne de ölür.
Bu bölüm, peygamberin misyonu ile ilgilidir. Peygamberlik görevi, zorluklardan ziyade, Allah tarafından kolaylaştırılmıştır. Yani, Allah, peygamberine bu görevi yerine getirmeyi kolay kılmıştır. Ancak bu, her insan için aynı durumun geçerli olduğu anlamına gelmez. Allah, her insana kendi kapasitesine göre bir yol ve sorumluluk verir.
• Öğüt Verme: Bu ayetlerde öğüt, insanlara Allah’a yönelmek ve ahiret için hazırlık yapma çağrısı olarak tanımlanır. Allah’ın rızasını kaybetmekten korkan kimseler öğüt alır ve doğru yolu bulur.
• Kötü Kimse ve Akıbeti: Öğüt almayan, Allah’ın çağrısına kulak asmayan kötü kimseler ise büyük bir ateşe, sonsuz bir ıstıraba sürükleneceklerdir. Buradaki “orada ne yaşar ne de ölür” ifadesi, cezanın sürekli ve dayanılmaz olduğunu simgeler.
4. Kurtuluş ve Dua (14-15. Ayetler)
87: A’LA / 14-15. Şüphesiz, kurtuluşa ermiş olan Rabbinin adını anan ve namaz kılandır.
Bu ayet, kurtuluşun, yalnızca Allah’a yönelmek ve O’nun adını anmakla mümkün olduğunu ifade eder. Namaz, kurtuluşun anahtarıdır. Allah’a yönelmek, kişinin içsel huzura ermesini sağlar ve aynı zamanda dünyadaki sınavda başarılı olmasına yardım eder.
• Kurtuluş: Allah’ın adını anmak, O’na dua etmek, içtenlikle O’na yönelmek, insanı gerçek anlamda kurtuluşa götürür.
• Dua: Dua, sadece taleplerin sunulması değil, aynı zamanda kişinin Allah’a olan teslimiyetinin bir ifadesidir.
5. Dünya ve Ahiret (16-19. Ayetler)
87: A’LA / 16-19. Tam aksine, siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Ahiret daha hayırlıdır. Şüphesiz bu, önceki kutsal kitaplarda, İbrahim ve Musa’nın kitaplarında da vardı.
• Dünya Hayatının Geçiciliği: Dünya hayatı geçici ve aldatıcıdır. İnsanlar bu hayatın cazibesine kapılmamalı, asıl amaçları olan ahireti unutmamalıdır.
Bu ayetler, insanların dünya hayatına olan bağlılıklarını sorgular. Dünya hayatı geçici ve sınırlıdır, oysa ahiret, sonsuz ve gerçek kazançtır. İnsanlar çoğu zaman dünya hayatını tercih ederler, ancak bu tercih, onları gerçek kazançtan mahrum bırakır.
• Ahiret Hayatının Üstünlüğü: Ahiret, dünya hayatından çok daha hayırlıdır. Buradaki üstünlük, hem maddi hem de manevi anlamda daha kalıcı bir kazanç sağlanması ile ilgilidir.
Sonuç:
Sure-i A’LA, insanları Allah’a yönelmeye ve O’nun kudretini kavrayarak doğru yolu bulmaya çağıran bir mesaj sunmaktadır. Dünya hayatının geçiciliği ve ahiretin üstünlüğü vurgulanarak, insanlara doğru öğüt verilmiştir. Ayrıca, peygamberin misyonunun kolaylaştırılmış olduğu, insanlara ise kendi kapasite ve iradeleriyle öğüt alabilecekleri hatırlatılmaktadır.
Öğüt:
• Tesbih ve Dua: Allah’a yönelmek, O’nu anmak ve namaz kılmak, insanın kurtuluşunun temelidir.
• Dünya ve Ahiret Dengesi: Dünya hayatını doğru şekilde değerlendirmek ve ahirete yönelik hazırlıkları ihmal etmemek gereklidir.