NEDEN BİR AYETİN BİRDEN ÇOK YORUMU BULUNUYOR? ZUHRUF SURESİ 18. AYETİN ÇÖZÜMLEMESİ

En çok sorulan soru: Neden bir ayetin birden fazla yorumu var? Kur’an meallerinde farklı meallerle karşılaşmak oldukça doğal, çünkü Arapça’daki anlam katmanları ve mecazlar, tercümelerde farklı yorumlara açık kapı bırakır. Örneğin, bu yazıda Zuhruf Suresi 18. Ayet üzerinde bir çözümleme yapılacak.

Zuhruf Suresi 18. Ayet

Ayetin Arapça kısmı:

“أَوَمَن يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ”

Bu ifadeye verilen iki yaygın meal örneği:

Diyanet İşleri Meali (Ali Bardakoğlu):

“Süs içinde yetişip de çekişme (ve savunma) sırasında açıkça kendini ifade edemeyen (bir varlık mı Allah’a nispet edilir)?”

Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):

“Süs içinde büyütülüp de mücadele anında kendini açıkça savunamayanı mı (Allah’a) yakıştırıyorlar?”

Neden Farklı?

Ayetin bu kısmı mecazlı bir dil kullanıyor. Özellikle şu iki ifade çok katmanlı anlamlara sahip:

“يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ”:

“Süs içinde yetiştirilmek” anlamına gelir ama bu yalnızca fiziksel süs değil, zihinsel ve sosyal olarak ‘pasif, dış görünüşe göre şekillendirilmiş’ bir yetiştirme tarzını da ifade eder

“فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ”: “

“tartışma/çekişme sırasında açık olmayan” – burada “mübîn” sözcüğü “açıklayıcı, ifade gücü yüksek” anlamındadır. Yani kadınlar bu şekilde yetiştirildiği için savunma, kendini ifade etme ya da entelektüel tartışmaya katılma konusunda bastırılmış olabilirler

Özetle:

  • Her iki meal de doğrudur, ancak biri daha lafzî (söze yakın), diğeri **daha anlam odaklı (yorumlayıcı)**dır.
  • Bu farklılıklar, tercümanın Kur’an’daki mesajı hangi yönüyle vurgulamak istediğine bağlıdır.

Kelime Grubu Olarak Anlamlandırma:

“يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ” → “

Süs içinde (ya da süse bağlı biçimde) yetiştirilen” Burada süs, sadece takı veya giyim değil; toplumun kadına biçtiği estetik odaklı, edilgen bir rolü temsil eder.

“وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ” → 

“Tartışma anında kendini açıkça ifade edemeyen” Yani, fikir belirtme, tartışma yürütme, kendini savunma alanında pasifleştirilmiş. ”

Kapsamlı Anlam (Birleşik Tercüme):

(Allah’a nispet edilen o kimse ki,) süs içinde yetiştirilir ve tartışma sırasında kendini açıkça ortaya koyamaz?”

Bu ifade, aslında kadınları küçük gören müşrik zihniyetin çelişkisini açığa çıkarır:

Kız çocuklarını hor görürler, değersiz bulurlar ama sonra melekleri kadın varsayıp Allah’a kız isnat ederler.

Zuhruf 18. ayette, bu zihniyet Kur’an tarafından eleştiriliyor. Ayetin vurgusu aslında şu eleştiriyi yapıyor:

“Siz, kız çocuklarını hor görüyor, süs içinde pasif yetiştiriyor, sonra da onların söz hakkı olmayan bu hâllerini gerekçe göstererek değersiz buluyorsunuz ama aynı zamanda melekleri kadın olarak tanımlayıp Allah’a kız isnat ediyorsunuz. Bu ne büyük çelişki!”

Şu nokta özellikle çarpıcı:

Kadınların “çekişme” (el-ḫiṣâm) anında “mübîn” yani açıklayıcı, savunucu olamaması, yaratılışları gereği değil, böyle bir yetiştirme tarzıyla pasifleştirilmeleri nedeniyledir. Yani süs içinde yetiştirme, onların düşünsel gelişiminin ihmal edilmesine yol açar. Ayetteki eleştiri aslında bu yetiştirme biçimine ve onun doğurduğu algıya yöneliktir.

Günümüze Uygulama:

Bugün hâlâ bazı toplumlarda kadınlara:

“Senin yerin susmak”, “Zaten anlamazsın”, “Bu senin alanın değil” denildiğinde, bu ayetin ruhuyla doğrudan çelişen bir tutum sergilenmiş olur.

Kur’an bu tür kültürel kodların ilahî olmadığını, aksine toplumsal cinsiyetçi hurafeler olduğunu açıkça gösteriyor.

Toplumsal Yansımalar ve Güncel Bir Bakış:

Zuhruf 18. ayetin eleştirdiği zihniyet, bugün hâlâ birçok toplumda farklı biçimlerde yaşamaya devam ediyor. Özellikle bazı kültürlerde kadınlar, erken yaştan itibaren “zarif ol, sus, ortama ayak uydur” gibi sözlerle pasif bir kimliğe yönlendirilirken, erkekler kendini ifade eden, savunan ve karar veren bireyler olarak yetiştiriliyor.

Bu farklı yetiştirme biçimi, kadının yalnızca görünüşüyle varlık gösterdiği ama sözle, fikirle, tartışmayla varlık gösteremediği bir yapıyı doğuruyor. Oysa Allah, kadın ya da erkek her bireyi fikrini açıkça ifade edebilen, sorumluluk taşıyabilen bir varlık olarak yaratmıştır.

Bu ayet, kadını susturan toplumsal rolleri eleştirerek şunu açıkça söylüyor:

“Kadını değersizleştirip, sonra da onu Allah’a ortak koşmak sizin çelişkinizdir; Allah böyle çelişkilerden münezzehtir.”

Bugün bir kız çocuğu, eğer suskun kalmaya teşvik ediliyorsa; tartışma, fikir üretme, savunma hakkı görmezden geliniyorsa, bu ayet hâlâ canlıdır ve bu zihniyeti teşhir etmeye devam etmektedir.

Alıntı:

Klasik Tefsir Vurgulu (Râzî – Mefâtîhu’l-Gayb):

“Kadının süs içinde yetiştirilmesi onun kusuru değildir; asıl kusur, bunu bahane ederek ona değer vermeyen zihniyettedir.”

— Fahreddin er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr

Bu alıntı, Kur’an’ın kadınlara değil, onları küçümseyen anlayışa itiraz ettiğini vurgular.

“Yazının sonunda derinleşmek isteyen okuyucular için” Kaynakça & Ek Okuma Önerileri

  • Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb (Tefsîr-i Kebîr) – Zuhruf Suresi 18. ayet tefsiri.
  • Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili – Zuhruf Suresi tefsiri.
  • Muhammed Esed, Kur’an Mesajı – Ayetin tarihî bağlamı ve mecazi anlamı üzerine sadeleştirilmiş açıklamalar.