Giriş:
Kur’an’ın kadınlarla ilgili ayetleri çoğu zaman bağlamından koparılarak yorumlanmakta. Özellikle Zuhruf Suresi’nin 16, 17 ve 18. ayetleri bu anlamda örnek gösterebilirim. Ancak bu üç ayet birlikte okunmadığında, asıl mesaj gözden kaçar: Bu pasajın öznesi kadın değil, kadına tahammülsüzlük gösteren ataerkil zihniyettir. Bu yazıda bu ayetleri anlam bütünlüğü içinde ele alarak, Kur’an’ın nasıl bir içsel çelişkiyi deşifre ettiğini inceleyeceğiz.
Zuhruf Suresi 16–18. ayetler, çoğu zaman bağlamından kopuk şekilde okunuyor. Bu da özellikle 18. ayetin kadını küçümsediği yönünde hatalı çıkarımlara neden oluyor.
Ayetlerin Analizi:
43:16
“Yoksa yarattığı kızları kendisine mi aldı da erkekleri size mi bıraktı?”
➡️ Müşriklerin çelişkili inancı: Melekleri Allah’a nispet ederken onları “dişi” olarak nitelendirmişlerdir. Erkekliği ise kendilerine layık görürler.
43:17
“Onlardan biri Rahman’a isnat ettiği şeyle müjdelendiğinde yüzü kararır ve öfkeyle dolar.”
➡️ Aynı kişi, kız çocuğuyla müjdelendiğinde öfkeye boğulmaktadır. Bu, onun zihnindeki kadın algısının ne denli sorunlu olduğunu gösterir.
43:18
“O mu ki süs içinde yetiştirilenle (kendi kız çocuğuyla) bir çatışma içindedir ama bunu açık etmez.”
➡️ Buradaki “o” zamiri, doğrudan 17. ayetteki müşrik erkeğe yöneliktir. Bu kişi kızına tahammül edemez; onunla içsel bir çatışma içindedir, fakat bunu bastırır. Kur’an burada kadını değil, kadını aşağılayan ve bu çelişkiyi gizleyen zihniyeti hedef alır.
Bağlamsal ve Dilbilgisel Eleştiri:
Bu üç ayet anlam olarak tek bir yapıdır. Ayırmak, mesajı bozmak demektir. “هُوَ (hüve)” zamirinin kadın olarak çevrilmesi dilsel bir hatadır; çünkü ayetin bağlamı erkek özneye yöneliktir. Kadını süslenen, pasif ve çatışma dışı olarak tanımlayan yorumlar, aslında bu ayetin eleştirdiği zihniyetin bir yansımasıdır.
Sonuç:
Zuhruf Suresi 16–18. ayetleri, Kur’an’ın kadınları aşağıladığı değil; kadınlara yönelik tahammülsüzlüğü ve ataerkil çelişkileri ifşa ettiği ayetlerdir. Kur’an burada yalnızca bir inancı değil, onun doğurduğu toplumsal ve psikolojik bozuklukları da açıkça ortaya koyar. Zamirlerin ve cümlelerin bağlam içindeki işlevi dikkate alındığında, ayetin kadınları aşağılayan değil, onları savunan bir metin olduğu görülür.