Giriş: İslam’da Aile İçindeki Roller
Erkeğin eşini dövmesi aile içi düzen ve huzurun sağlanmasına katkıda bulunabilir mi? Nisa Suresi 34. Ayet aile içinde düzenin ve huzurun sağlanması için nasıl bir çözüm sunuyor, olabilir?
İslam’da aile, toplumsal düzenin temel taşlarından biridir. Erkek ve kadın arasındaki görev paylaşımı, hem fiziksel hem de ekonomik sorumlulukları kapsayan bir dengeye dayanır.
Kur’an’a göre erkek, evin geçimini sağlamaktan sorumlu bir emekçidir. Bu emek yalnızca maddi kazanç sağlamakla sınırlı değildir; aynı zamanda aile içindeki düzeni ve huzuru da kapsar.
Modern toplumda ise ev içi emek genellikle görünmez bir hale gelmiş, özellikle kadınlar hem evde hem de iş hayatında büyük bir yük üstlenmiştir. Ev işlerinin ve bakım emeğinin büyük kısmı kadınların omuzlarına yüklenirken, erkeklerin ekonomik sorumlulukları bazen hafifletilmiş, bazen ise daha karmaşık hale gelmiştir. Dolayısıyla günümüzde kadınlar grev yapmayı bir hak arayışı olarak benimsemişlerdir.
İslam Hukukuna Göre Erkeğin Asıl Yükümlülüğü, Evin Geçimini Sağlamaktır.
İslam hukukuna göre kadının gelirini aile giderleri için harcama gibi bir yükümlülüğü yoktur. Kadın, gelirini kendi lehine tasarruf edebilir. Erkek evin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olduğu için bazen eşi tarafından istismara ve haksız muameleye maruz kalabilmektedir.
Bu noktada “grev” kavramı önemli bir tartışma alanı açmaktadır. Grev, bir emekçinin çalışma koşullarının adil olmadığını düşündüğünde başvurduğu bir hak arama yöntemidir.
İslam’da erkeğe aile içi grev hakkı tanınmıştır. Peki, bu ne anlama gelmektedir ve özellikle Nisa Suresi 34. ayeti, bu konuda nasıl bir rehberlik sunmaktadır?
Grev Kavramı ve İslamî Bağlam
Grev, emekçinin mevcut koşullardan memnun olmadığı ve bunların iyileştirilmesi için yaptığı bir eylemdir. Bu, bir topluluğun ya da bireyin, çalışmayı geçici olarak durdurarak hakkını araması anlamına gelir. Grev, genellikle iş hukuku çerçevesinde değerlendirilse de, aile içi ilişkilerde de benzer bir hak arayışı olarak ele alınabilir.
Bu noktada, grevin iyi niyetle kullanılması gerektiği de vurgulanmalıdır. Grev, bir çözüm mekanizmasıdır; baskı kurma veya karşı tarafı zor durumda bırakma aracı olarak görülmemelidir.
İslam’da erkeğin aile içindeki konumu, hem fiziksel hem de ekonomik sorumluluklarla tanımlanır. Erkek, eşine ve çocuklarına bakmakla yükümlüdür. Ancak eğer aile hayatı, erkek için bir zulme dönüşürse—örneğin, eşi sorumsuz, geçimsiz ya da ahlaki değerlere aykırı davranırsa—o zaman erkeğin de bir tür “grev hakkı” doğar çünkü İslam, şiddeti ve boşanmayı onaylamaz.
Kadın ve Erkek Rollerinin Dönüşümü
Geleneksel toplumlarda erkek, ailenin temel geçim kaynağı olarak görülürken, kadın ise ev işlerinden ve çocukların bakımından sorumluydu. Ancak modernleşmeyle birlikte bu roller büyük değişime uğradı. Kadınlar, ekonomik hayata daha fazla katılırken, erkekler de ev işlerinde daha fazla sorumluluk almak durumunda kaldılar. Ancak bu değişim, bazı toplumsal adaletsizlikleri de beraberinde getirdi.
Günümüzde kadınlar, ev içinde de dış dünyada da büyük bir emek sarf etmelerine rağmen, hala birçok alanda sömürüye maruz kalmaktadır. Kadınların hem evde hem de işyerinde greve gitmelerinin sebeplerinden biri de budur: Artan yük, azalan destek ve devam eden eşitsizlik.
İslamî perspektifte ise bu durum biraz farklıdır. Kur’an, geçim yükünü temelde erkeğin üzerine koymuştur. Ancak bu yük, kadınların aile içindeki emeklerinin göz ardı edileceği anlamına gelmez. Buradaki kritik nokta, aile içinde adaletin sağlanmasıdır. Eğer bir taraf sorumluluklarını yerine getirmiyor veya karşı tarafı haksız bir şekilde zorluyorsa, o zaman İslam hukuku içinde bazı önlemler devreye girer.

Nisa Suresi 34. Ayetin Derinlemesine Analizi
Bu ayette geçen وَاضْرِبُوهُنَّ kelimesi, genellikle “onları dövün” şeklinde çevrilmiştir. Ancak ضرب (darabe) fiili Arapça’da çok anlamlıdır ve bağlama göre farklı şekillerde çevrilebilir.
Dilbilimsel ve Tefsirsel Çözümleme
“Darabe” Kelimesinin farklı anlamları şunlardır:
Dövmek, Grev yapmak, Yenmek, Bırakmak, terk etmek, Salmak, uzaklaşmak, Çarpmak
Geleneksel çevirilerde genellikle “dövmek” anlamı tercih edilmiştir. Ancak bu yorum, İslam’ın adalet anlayışıyla çelişmektedir çünkü Kur’an’ın başka ayetlerinde, eşler arasında merhamet ve adalet vurgulanmıştır.
4: Nisa / 34
“Allah’ın bazılarına bazılarından fazla verdiği yükümlülükle erkekler kadınların sorumluluğunu taşırlar ve onlar mallarından harcarlar. Dolayısıyla iyi kadınlar itaatkardır. Allah’ın korunmasını emrettiği şeyi korurlar. Korktuğunuz, geçimsiz kadınlara gelince onlara nasihat edin, yataklarında yalnız bırakın ve onları grev yaparak yenin. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.”
Nisa Suresi 27. ayette bir kadın, kocasının kötü muamelesinden veya üstüne evlenmesinden korkarsa bir sözleşme yapabileceği belirtilmiştir. Sözleşme yapmanın iyi olduğu vurgulanmıştır.
Allah, Nisa Suresi 27. ayette, fiziksel gücü olmayan kadına yol gösterirken, Nisa Suresi 28. ayette ise evlenirken sözleşme yapan erkeklerin günahlarını bağışlayacağını bildirerek erkekleri sözleşme yapmaya teşvik eder.
Eşiyle sözleşme yapmış ve kendini garantiye almış bir kadını kocası nasıl dövebilir ki? Eğer, döverse kendi aleyhine olur çünkü kadın, kocasının kendine kötü muamele yaptığını ileri sürerek boşanabilir ve erkek verdiği mehri geri alma hakkına sahip olamaz. Dolayısıyla “dövün” anlamı vermek erkeğin aleyhine olur. Zaten madur duruma düşmüş olan erkeği daha da madur eder. Erkek ekonomik ve psikolojik zarar görür. Bu Allah’ın adaletine ters düşen bir durumdur çünkü Allah, eşler arası adaletin sağlanmasından yana hükümler indirmiştir.
Erkeğin eşini dövmesi karı koca arasında gerilimi artırır ve barışın sağlanmasına mani olur. Eğer وَاضْرِبُوهُنَّ ifadesi dövün anlamına gelseydi, bunu ilk uygulayan Peygamberimiz olurdu. Peygamberimizin eşlerini dövdüğüne dair bir tek rivayet yoktur.
Nisa Suresi 34. Ayet, evliliği yıkmak için değil, yıkılmak üzere olan bir evliliği tamir etmek için rehberlik eder. Bu bağlamda bakıldığında, وَاضْرِبُوهُنَّ ifadesi “onlara grev yapın” olarak da anlaşılabilir. Yani erkek, eşinin olumsuz davranışlarını düzeltmesi için ona karşı bir duruş sergileyebilir. Buna izin verilmiştir. Bunun ilk aşaması, güzelce nasihat etmektir. Eğer bu işe yaramazsa, yatakları ayırmak bir yöntem olarak önerilmiştir. En son aşamada ise erkek, geçici olarak evin geçimini sağlama görevini askıya alabilir ve bu süreçte, kadın kendi malından harcamak zorunda kalabilir.
Bu hüküm, kadını yola getiren adil bir yöntem olabilir ve ailede huzurun tekrar sağlanmasına katkıda bulunabilir.
Sonuç
Bu yorum, Kur’an’ın bütüncül mesajıyla da uyumludur çünkü İslam, hiçbir şekilde kadına şiddeti teşvik etmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınları dövmeyi yasaklamış ve kendisi hiçbir zaman böyle bir şeye başvurmamıştır. Bu nedenle, Nisa Suresi 34. ayetin “dövün” olarak tercüme edilmesi, hem dilbilimsel hem de bağlamsal açıdan hatalıdır.
İslam’ın aile içindeki dengeleri korumaya yönelik bu yaklaşımı, doğru anlaşıldığında adaletin sağlanmasına katkıda bulunabilir.
Nisa Suresi 34. ayet, evlilikte ortaya çıkan problemlere çözüm sunan bir rehber niteliğindedir. Burada erkeğe tanınan “grev hakkı”, keyfi bir baskı mekanizması değil, adil bir çözüm yolu olarak değerlendirilmelidir.
İslam’da erkek, ailesinin emekçisi olarak tanımlanmıştır. Eğer erkek, aile içinde adaletsiz bir muameleye maruz kalırsa, bazı hakları devreye girer. Kur’an’da geçen “darabe” fiili, her zaman “dövmek” anlamına gelmez; burada “grev yapmak” anlamı daha tutarlıdır. Bu ayet, erkek-kadın ilişkilerini düzenlemek için bir yol sunarken, şiddeti ve boşanmayı asla teşvik etmez.
————
🧠 Erkeğin eşini dövmesi ailede huzur ve düzenin sağlanmasına yardımcı olabilir mi? Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? İletişim adresimi hakkımda kısmında bulabilirsiniz. Değerli yorumlarınızı, buradan bana ulaştırabilirsiniz.