
Giriş:
Kur’an’da insanın yaratılışına dair birçok ayette geçen “çamurdan” veya “topraktan” yaratılma ifadesi, tarih boyunca çeşitli yorumlara konu olmuştur. Bu ifadeler sadece o dönemin insanlarına mı hitap ediyordu, yoksa bugünkü bilimsel gerçekliklere de ışık tutuyor mu? Toprağın insanla olan kimyasal ve biyolojik bağı, Kur’an’ın zamanlar ötesi mesajına yeni bir pencere açabilir mi?
1. Topraktan Yaratılmak: Kelime Anlamından Evrensele Uzanır
Kur’an’da yer alan bazı ayetler:
“Sizi çamurdan yarattı.” (Secde 7) “Sizi yerden (çıkan) bitkiyle yetiştirdi.” (Nuh 17)
Bu ayetler kelime anlamıyla okunduğunda mecaz içeriyor gibi görünse de, derinlemesine bakıldığında yaratılışın hem biyolojik kökenine hem de yaşamın kaynağına işaret eder çünkü gerçekten de insan vücudu, toprakta bulunan elementlerin birleşiminden oluşur: Karbon, kalsiyum, demir, potasyum, fosfor…
Ayrıca yaşam sürecimiz de toprağa bağlıdır: Bitkilerle besleniriz, hayvanlar da bitkilerle… Ve sonumuz yine toprak olur.
2. 1400 Yıl Önce ve Bugün: Ayetin Zamanlar Üstü Anlamı
İnsanlığın, 7. yüzyılda toprak ve vücut kimyası arasında bilimsel bir bağ kurması mümkün değildi. Ancak Kur’an, o dönem insanlarının anlayabileceği bir sembolizmle konuşurken aynı zamanda gelecekte ortaya çıkacak gerçeklere kapı aralar.
Kur’an bu yönüyle:
O günün insanına anlamlı gelen bir ifadeyle konuşur, Ama bu ifade, geleceğin bilgisine de örtük biçimde işaret eder.
Bu, Kur’an’ın en çarpıcı mucizelerinden biridir.
3. “Sonra Bilecekler” – Nebe Suresi’nin Vurgusu
Nebe Suresi 4. ayette geçen:
“Hayır, yakında bilecekler!” (Kellâ saya‘lemûn)
ifadesi sadece ahirete dair bir uyarı değil, aynı zamanda insanlığın hakikati zamanla kavrayacağına dair bir ima taşır. Bu, Kur’an’ın birçok yerinde tekrar eder: Bilgi sınırlıdır, zamanla açılır.
Yani bu ayetler sadece ahireti değil, dünyevi bilginin evrimini de yansıtır. Özellikle yaratılış, uzay, su döngüsü, embriyoloji gibi konularda Kur’an’ın verdiği bilgiler, yüzlerce yıl sonra ancak anlaşılır hale gelmiştir.
4. Bilim Kur’an’ın Yerine Geçmez; Kur’an Bilimi Aşar
Kur’an bir bilim kitabı değildir, ama bilimle çelişmez. Onun amacı, insanı yaratılışın izleri üzerinden düşünmeye, anlamaya ve Rabbinin kudretini kavramaya yöneltmektir.
Bu yüzden:
“Topraktan yaratılma” hem mecazi hem biyolojik olarak anlamlıdır. “Bitkiyle yetiştirilme” hem benzetme hem hakikat içerebilir. “Yakında bilecekler” hem ahireti hem ilerleyen dünya bilgisini kapsar.
Sonuç:
Kur’an, çağları aydınlatan bir rehberdir. Onun dili hem geçmişe hem geleceğe uzanır. “Allah sizi çamurdan yarattı” demesi, bir mitoloji değil; hem manevi bir sembol, hem de biyolojik bir gerçeğe işaret olabilir. Bu nedenle Kur’an’ı anlamak, sadece kelimelerine değil, işaret ettiklerine de kulak vermeyi gerektirir.
Bugünün bilgisiyle bu ayetlere bakmak, Kur’an’ın zamanlar ötesi mesajını yeniden keşfetmek demektir.