Kur’an-ı Kerim’in en dikkat çekici yönlerinden biri, hem bireysel hem de toplumsal hayatı düzenleyen ahlâkî prensipleri özlü ve evrensel ifadelerle ortaya koymasıdır. En‘âm Suresi 152. ayet, bu açıdan bir manifestoya benzer. Allah, bu ayette insana üç önemli sorumluluğu hatırlatmaktadır: yetim hakkını korumak, ölçü ve tartıda adaleti gözetmek, verilen sözde dürüst olmak. En‘âm Suresi 152. ayet, yetim hakkı, ölçü ve tartıda adalet, verilen söze sadakat gibi temel ahlâkî prensipleri anlatır. Bu yazıda ayetin tefsiri ve günümüze mesajı ele alınıyor.
“Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, en güzel şekil dışında yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. Bir söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız da olsa adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunlar, öğüt alasınız diye size emrettikleridir.” (En‘âm 6/152)
1. Yetim Hakkı: Toplumun Vicdan Aynası
Kur’an, yetimlerin korunmasına büyük önem verir. Bu ayette özellikle, yetimin malına “en güzel şeklin dışında” yaklaşılmaması emredilmiştir. Yani yetim malı ancak onu korumak, değerlendirmek ve zarar görmesini önlemek amacıyla kullanılabilir.
Klasik tefsirler bu ayeti, “yetimin malına haksız yere el uzatmak en büyük günahlardan biridir” şeklinde yorumlamıştır. Modern bakış ise, yetimin sadece malının değil, aynı zamanda haklarının, eğitimlerinin, toplumsal statülerinin de korunması gerektiğini vurgular.
Toplumda yetimlerin korunması, aslında o toplumun ahlâkî vicdanının göstergesidir.

2. Ölçü ve Tartıda Adalet
Ticari hayatta dürüstlük, güven ilişkisini ayakta tutar. Kur’an’ın birçok yerinde “ölçü ve tartıda hile yapmama” ilkesi tekrar edilir. En‘âm 152’de de adaletin günlük yaşamın en küçük detayında bile gözetilmesi gerektiği vurgulanır.
Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, pazarda, alışverişte, ev ekonomisinde de olmalıdır. “Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz” ifadesi, bu emrin uygulanabilirliğini pekiştirir.
🔎 Günümüzde bu ilke, iş dünyasında şeffaflık, işçi hakkı, tüketici güvenliği ve dijital veri güvenilirliği konularına da ışık tutar.
3. Doğruyu Söylemek ve Yakına Karşı Adaletli Olmak
Ayette geçen “Bir söz söylediğinizde adaletli olun, yakınlarınız da olsa” emri, insan psikolojisinin en zorlandığı noktaya işaret eder: yakınlarımıza karşı tarafsız kalabilmek.
İnsan genellikle akrabalarını kayırma eğilimindedir. Ancak Kur’an, hakikatin akrabalıktan üstün olduğunu söyler. Bu, toplumsal adaletin temelini oluşturur.
Bugün hukuk sistemlerinin temel ilkelerinden biri olan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, Kur’an’ın bu öğüdünün evrensel bir yansımasıdır.
4. Allah’a Verilen Sözü Tutmak
Ayetin son vurgusu, insanın Allah’a verdiği sözdür. Bu hem iman taahhüdü hem de gündelik hayattaki ahlâkî sözleşmeler olarak anlaşılır.
İnsanların anlaşmalara ve taahhütlere sadık kalması, Allah’a verilen sözün bir yansımasıdır. İş hayatında, siyasette, aile ilişkilerinde “güvenilirlik” Kur’an’ın öğrettiği en temel değerlerden biridir.
Sonuç: En‘âm 152’nin Günümüze Mesajı
Bu ayet üç temel ilkeyi vurgular:
Zayıfları korumak (yetimler ve hak sahipleri), Ekonomide adaleti gözetmek (ölçü ve tartıda dürüstlük), Sözde ve şahitlikte tarafsız olmak (adaletli davranış).
Bunlar, hem bireysel hem de toplumsal huzurun temel taşlarıdır. Ayetin sonunda “öğüt alasınız diye emrettik” ifadesi, bu ilkelerin evrenselliğini gösterir.
Bu ayet yalnızca Müslümanlara değil, adalet ve dürüstlük arayışında olan bütün insanlığa hitap eden bir ahlâk çağrısıdır.