Etiket arşivi: İslam

Kalem Suresi’nin Son İki Ayeti: Nazar, İftira ve Kur’an’ın Evrensel Mesajı

Giriş

Kalem Suresi’nin son iki ayeti (68:51-52), Mekke müşriklerinin Peygamberimize ve Kur’an’a karşı tutumlarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. Bu ayetler, hem tarihsel bağlamıyla hem de günümüze uzanan mesajlarıyla çok katmanlı bir anlam taşır. Şimdi bu ayetlere üç farklı üslupla yaklaşarak onları daha yakından anlamaya çalışalım:

Kalem Suresi’nin Son İki Ayeti: Nazar, İftira ve Kur’an’ın Evrensel Mesajı yazısının devamı

“İnsanı En Güzel Kıvamda Yaratan Rabbin Yeminleri” — Tin Suresi 1–5 Ayetlerinin Tefekkürü

Ayetlerin Meali

1. “Andolsun incire ve zeytine,”

2. “Sina dağına,”

3. “Ve bu güvenli beldeye (Mekke’ye)!”

4. “Biz insanı en güzel surette yarattık.”

5. “Sonra o, aşağıların aşağısı olmuşken onu geri döndürdük.”

“İnsanı En Güzel Kıvamda Yaratan Rabbin Yeminleri” — Tin Suresi 1–5 Ayetlerinin Tefekkürü yazısının devamı

 “İnsanın Karar Verme Yeri ve Emanet Kalacağı Yer” — En‘âm 98 Üzerine Tefekkür

“Sizi birbirinizden inşa eden, bir karar verme yeri (dünya) ve bir emanet kalacağınız yer (kabir) yaratan O’dur. Anlayan bir toplum için delillerimizi ayrıntılı bir şekilde açıkladık.”

(Kur’an — En‘âm Suresi, 6/98)

Hikâyeli Giriş: Sessizliğin Konuştuğu Yer

 “İnsanın Karar Verme Yeri ve Emanet Kalacağı Yer” — En‘âm 98 Üzerine Tefekkür yazısının devamı

İSLAM, KUR’AN VE CAHİLİYE DÖNEMİ: BİR ELEŞTİRİ ÜZERİNE

Giriş:

Kur’an-ı Kerim insanlığa sunulmuş olan ve en son gelen ilahi mesajdır. Bu yazıda, Kur’an’ın önemi ve cahiliye dönemine ait rivayetlerin din anlayışımızdaki yeri üzerine yapılan eleştirileri ele alacağız. Kur’an’ın, Peygamberimiz aracılığıyla insanlığa iletiliş süreci ve din adamlarının rolü üzerinde duracağız.

İSLAM, KUR’AN VE CAHİLİYE DÖNEMİ: BİR ELEŞTİRİ ÜZERİNE yazısının devamı

İLAHİ HİDAYET VE İNSAN SORUMLULUĞU: ALIN YAZISI ANLAYIŞININ TAHLİLİ

İslam’da ilahi hidayet ve insan sorumluluğu, tarih boyunca çeşitli yorumlar ve tartışmalara konu olmuştur. Özellikle alın yazısı anlayışı, Allah’a şirk koşanlar tarafından ileri sürülen bir argüman olarak, insanın kaderi ve iradesi üzerine derin düşüncelere yol açmıştır. Bu yazıda, Kuran’ın Nahl Suresi’nde geçen ilgili ayetler üzerinden, ilahi hidayetin doğası ve insanın sorumluluğu konuları ele alınacaktır.

İLAHİ HİDAYET VE İNSAN SORUMLULUĞU: ALIN YAZISI ANLAYIŞININ TAHLİLİ yazısının devamı

ADALET VE SADAKAT: BOŞAMA YEMİNİNİN KEFARETİ VE İSLAM’İ SORUMLULUK

İslam’da yeminlerin önemli bir yeri vardır. Ancak, boşama yemini gibi ciddi yeminler, büyük bir sorumluluk ve sonuçlarına katlanma gerekliliği ile gelir. Bu yeminlerin kefareti diğer yeminlerden daha ağırdır çünkü bu yeminler eşler arasındaki ilişkiyi doğrudan etkilerler. Bu yazıda bu konuya yer verilecektir.

ADALET VE SADAKAT: BOŞAMA YEMİNİNİN KEFARETİ VE İSLAM’İ SORUMLULUK yazısının devamı

İLK CUMA NAMAZIM

Amerika’daydık. Baharın başlarıydı, güzel bir cuma günüydü. Dünyanın her tarafındaki kadınların tüm namazlara katılabildiği gibi Amerika’da da kadınlar tüm namazlara katılabiliyorlardı. Amerikalı arkadaşımın davetiyle cuma namazına katılmak için yollara düştük. Çok heyecanlıydım çünkü bir Müslüman kadın olarak ömrümde ilk defa bir cuma namazına katılacaktım ve bir Amerikalı Müslüman bana yardım ediyordu.

İLK CUMA NAMAZIM yazısının devamı

MELEKLER İMTİHANA TABİ Mİ?

Melekler, şeytan ve insan

Giriş:

İnsanlık tarihindeki en temel çatışmalardan biri, iyilik ve kötülük arasındaki mücadeledir. Bu mücadele, Allah’ın yarattığı her şeyi ilmiyle kuşatması ve şeytanın düşmüş olduğu kötülük halini de içerir. Kuran’da belirtildiği gibi bu çatışmanın önemli bir anı: Allah yeryüzünde bir insan yaratacağını meleklere bildirdikten sonra Âdem’i yaratmıştır. Adem’in yaratılışı tamamlanınca Âdem’in yaratılışına şahit olan meleklerden ve meleklerin içinde bulunan İblis’den Allah’ın ilmi ve gücünün büyüklüğüne boyun eğerek Allah’a secde etmeleri emriyle verdikleri imtihandır.

MELEKLER İMTİHANA TABİ Mİ? yazısının devamı

İSLAM PERSFEKTİFİNDE İDEAL DEMOKRASİNİN ÇERÇEVESİ

İslam’ın hak ve özgürlük anlayışı, demokrasiyi gökten yağan bir rahmet gibi görmekte ve herkesin bu rahmetten payını alması gerektiğini vurgulamaktadır. Yer yüzündeki her bir insan başkasına zarar vermeden ve başkasından zarar görmeden yaşayabilmelidir.

İSLAM PERSFEKTİFİNDE İDEAL DEMOKRASİNİN ÇERÇEVESİ yazısının devamı